yargıtay 17 hukuk dairesi kararları
Site De Rencontre Sans Inscription Et Gratuit. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2007/894 K. 2007/1729 T. • GARAJDAN ÇALINAN ARAÇ Şirket Çalışanının Araç Anahtarını Araç Üzerinde Bırakmak Suretiyle Aracın Çalınmasında Gereken Tedbiri Almadığı – Davacı Sigorta Şirketinin Sorumlulara Rücu Edebileceği • KASKO SİGORTASINA DAYALI RÜCUAN TAZMİNAT Şirket Çalışanının Araç Anahtarını Araç Üzerinde Bırakmak Suretiyle Aracın Çalınmasında Gereken Tedbiri Almadığı – Davacı Sigorta Şirketinin Sorumlulara Rücu Edebileceği • YARGILAMA GİDERLERİNDEN SİGORTA ŞİRKETİNİN SORUMLULUĞU Poliçe Limiti İle Sınırlı Olarak Sorumlu Olan Davalı Sigorta Şirketinin Yargılama Giderlerinden Poliçe Limitinin Tazminata Oranı Dahilinde Sorumlu Tutulması Gerektiği 2918/m. 104 6762/m. 1301 818/m. 55 ÖZET Davacı tarafın, kasko sigortalı aracının davalı şirketin işlettiği garajdan çalındığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin davada; şirket çalışanının araç anahtarını araç üzerinde bırakmak suretiyle aracın çalınmasında gereken tedbiri almamış bulunmasına ve olayın gerçekleşme biçimine göre, davacı sigorta şirketinin sorumlulara rücu etmesine engel bir durum bulunmamaktadır. Poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olan davalı sigorta şirketinin, yargılama giderlerinden poliçe limitinin tazminata oram dahilinde sorumlu tutulması gerekir. DAVA Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü KARAR Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı 34 … 5025 plakalı aracın, davalının işlettiği garajdan çalındığını belirterek, YTL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin işleticisi olduğu garajda her türlü güvenlik önlemlerinin alındığını, kusurları olmadığını, işyerinin davalı İ. Sigorta hırsızlık eylemlerine karşı sigortalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı İ. Sigorta vekili, davanın yetkili Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, tazminatın poliçe kapsamı dışında kaldığını, faiz başlangıcının yasal olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince davanın kısmen kabulü ile YTL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davalı İ. Sigorta YTL poliçe teminatıyla sınırlı olarak sorumluluğuna, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1- Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen tazminata ilişkin hesaplamanın usul ve yasaya uygun bulunmasına, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 104-107. ve Borçlar Kanunu’nun 55. maddesi uyarınca aracı onarım ve bakım için teslim alan kurum veya kişinin motorlu aracı teslim edene amacına uygun biçimde aynen iade etmekle yükümlü bulunmasına, keza Borçlar Kanunu’nun 55. maddesinde düzenlendiği biçimde adam çalıştıran kimsenin çalıştırdığı kişilerin hizmetlerini ifa ettikleri sırada sebep oldukları zararlardan sorumlu sayılmasına, somut olayda şirket çalışanının araç anahtarını araç üzerinde bırakmak suretiyle aracın çalınmasında gereken tedbiri almamış bulunmasına, olayın gerçekleşme biçimine göre sigorta şirketinin sorumlulara rücu etmesine engel halin bulunmamasına, davalı İnş. San. ve Tic. Ltd. Şirketi’nin tüm, davacı ve davalı İ. Sigorta aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davalı İ. Sigorta YTL poliçe limitiyle sorumlu tutulduğundan, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden poliçe limitinin tazminata oranı dahilinde sorumlu tutulması gerekirken, diğer davalılarla birlikte tamamından sorumlu tutulması, hükmedilen tazminat üzerinden davacı yararına vekalet ücretinin eksik hesaplanması doğru değil, bozma nedeni ise de, bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin sonuna, “davalı İ. Sigorta poliçe limitinin tazminata oranı dahilinde sorumlu tutulmasına” tümcesinin eklenmesine, 5 numaralı bendindeki “ YTL” rakamı yerine “ YTL” rakamının yazılmasına ve “verilmesi” kelimesinden sonra “davalı İ. Sigorta poliçe limitinin tazminata oranı dahilinde sorumlu tutulmasına” tümcesinin eklenmesine ve hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı İnş. San. Ltd. Şti.’nin tüm, davacı ve davalı İ. Sigorta Şirketi’nin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, YTL kalan onama harcın temyiz eden davalı İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’den alınmasına, YTL kalan onama harcın davacıdan alınmasına; YTL fazla alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, gününde oybirliğiyle karar verildi.
YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/18108 K. 2019/7837 T. DAVA Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı … Sigorta vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü KARAR Davacılar vekili, davalıların sürücü, malik, sigortacısı olduğu araçla meydana gelen tek taraflı yaralamalı trafik kazası sonucunda yaya olan davacıların kızının yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile TL’lik maddi ve TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin aşağıda ki bentler dışında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 Sayılı 98/1, 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nın maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Bu durumda ilke olarak; davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması gerekir. Somut olayda; dosya içerisinde davalı … Şirketine tarihinde başvuru yapıldığına ilişkin belge bulunmasına göre, bu davalının ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonra tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece; davalı yönünden hükmedilen tazminata tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken, dava tarihinden faiz yürütülmesi doğru görülmemiş, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden hükmün, 6100 Sayılı HMK’nin geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK’nin 438/7. maddesi gereğince düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin f bendi ile Zorunlu Trafik Genel Şartları’nın 3. maddesinin e bendi uyarınca manevi zararlar trafik sigortası teminatının dışındadır. Davalı … Sigorta Şirketi poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olup teminat limiti dışında olan ve teminat limiti üstünde kalan kısım yönünden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı gibi manevi tazminnattan sorumlu tutulması da doğru görülmemiş, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmeyeceğinden hükmün, 6100 Sayılı HMK’nin geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 Sayılı HUMK’nin 438/7. maddesi gereğince düzelterek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; 2 numaralı bentte açıklanan nedenle, davacılar vekilinin, 3 numaralı bentte açıklanan nedenle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “ TL Sürekli İş Görmezlik Tazminatının 2. Bendinde yer alan TL bakıcı tazminatının sigorta yönünden dava tarihinden itibaren…,” ibaresinin hükümden çıkarılmasına yerine “ TL Sürekli İş Görmezlik Tazminatının, TL bakıcı tazminatının sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 03/12/2013 tarihinden itibaren” ibaresinin yazılmasına, hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan “… birlikte davalılardan…”, ibaresinin hükümden çıkarılarak “davalılar … ve …’tan…”ibaresinin eklenmesine hükmün bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı … Sigorta geri verilmesine 24/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/14740 E. , 2017/1909 K. "İçtihat Metni" Davacı ... ile davalılar ...., ..., .... aralarındaki dava hakkında .... Hukuk Mahkemesinden verilen gün ve 2013/505 2015/575 sayılı hükmün Dairenin gün ve 2016/5330-7134 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davalılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü -K A R A R- Davacı vekili, davalı ... şirketine zmms poliçesi ile sigortalı, davalı .... adına kayıtlı ve davalı sürücü ... 'ın sevk ve idaresindeki aracın müvekkiline ait araca arkadan çarparak hasarlanmasına sebep olduğunu, araçta TL değer kaybı meydana geldiğini, belirterek şimdilik TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş. Davalı ... Sigorta vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiş. Davalılar... Merkezleri Tic. ve ... vekili, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile TL'nin kaza tarihinden davalı .... ve ..., dava tarihinden, davalı ... Şirketi yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı ... şirketinin limit ile sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalılar... Merkezleri Tic. ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizin tarih 2016/5330 Esas-2016/7134 Karar sayısı ile onanmıştır. Onama kararına karşı davalı .... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dosyanın yeniden yapılan incelemesi sonunda; Dava, davacıya ait aracın trafik kazası sonucu hasarlanması nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Açılan somut davada davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısı da bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin tarih 2016/5330 esas, 2016/7134 karar sayılı onama ilamının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, tashihi karar peşin harcının karar düzeltme isteyen davalılar... Merkezleri Tic. ve ...'a geri verilmesine tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2015/25937 E. , 2018/22449 K. "İçtihat Metni" MAHKEMESİ İŞ MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ ALACAK Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü YARGITAY KARARI A Davacı İsteminin Özeti Davacı vekili, davacının davalı Üniversitede 01/03/2007 tarihinde rektör spor danışmanı olarak işe başladığını, taraflar arasındaki iş ilişkisinin 01/03/2007 tarihli belirli süreli iş sözleşmesi ile başladığını, sözleşmenin ilk olarak 01/09/2007 tarihinde olmak üzere 6,5 yıllık hizmet süresince her yıl zincirleme şekilde yenilenmek suretiyle belirsiz süreli sözleşme haline geldiğini, iş akdinin işverenlik tarafından haksız ve bildirimsiz şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir. B Davalı Cevabının Özeti Davalı vekili, dava konusu iş sözleşmesinin kısmi süreli olduğunu, bu sözleşme dolayısıyla talep edilen kıdem tazminatının diğer işyerinden tahsil edilmemiş olmasının gerektiğini, davacının yıllık ücretli izinlerini kullandığını, yıllık izin ücretlerinin zamanaşımına uğradığını, 17 günlük ücret ve ihbar tazminatı taleplerinde hukuka uyarlılık bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. C Yerel Mahkeme Kararının Özeti Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı taraf davacının devamsızlığına dayanarak buna ilişkin tutanakları dosyaya sunmuş ise de, söz konusu tutanakların davacının imzasını taşımadığı, işveren tarafından tek taraflı her zaman düzenlenebilir nitelikte olduğu, bu tutanakların içeriğine ve davacının devamsızlığına bu konuda mazeret bildirmesine yönelik davacıya yapılmış herhangi bir ihtar ve buna dayalı iş akdinin feshedildiğini bildirir yazılı belge sunulmadığı, SGK kayıtlarında da iş akdinin fesih sebebinin belirli süreli sözleşme süresinin sona ermesi olarak gösterildiği dikkate alındığında başından beri belirsiz süreli sözleşmeye dayalı olarak çalıştığı kabul edilen davacının iş akdinin işveren tarafından kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesini gerektirir şekilde sona erdirildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D Temyiz Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E Gerekçe 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacının çalışması karşılığı hak ettiği yıllık izinlerinin kullandırıldığının işverence kanıtlanmadığı gerekçesiyle yıllık izin ücreti hüküm altına alınmıştır. Dosya içeriğine göre Mahkemece, okulların kapalı olduğu yaz aylarında davacının fiilen davalı Üniversitede çalışıp çalışmadığı araştırılıp, fiilen çalışmadığı dönem saptanırsa bu dönemde ücret ödenip ödenmediği araştırılarak ücret ödendiğinin anlaşılması durumunda çalışılmadan ücret ödenen dönemde davacının ücretli yıllık izin kullandığının kabulü gerekir. Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır. 3-Dava dilekçesinde, davacının 2013/Eylül ayı çalışması karşılığı ücretinin ödenmediği iddia edilmiş, davalı işveren ücretin ödendiğini savunmuş, mahkemece ücret alacağı hüküm altına alınmıştır. Dosyada mevcut imzasız 2013/Eylül ayı ücret bordrosunda 709,09 TL ücret tahakkuk ettirildiği görülmüş, banka kayıtları tarihine kadar celp edildiğinden ücret alacağının ödenip ödenmediği anlaşılamamıştır. Bu nedenle Mahkemece, tarihi itibariyle Eylül ayı ücretinin henüz muaccel olmadığı dikkate alınarak 2013/Ekim ayı dahil olacak şekilde banka kayıtları temin edilerek davacının 2013/Eylül ayı ücretinin ödenip ödenmediği belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. 4-Mahkemece, 2547 sayılı Yasa'nın 56/b maddesi delaletiyle Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı Üniversite aleyhine harca hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. F Sonuç Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
9. Hukuk Dairesi 2017/22213 E. , 2018/1072 K. "İçtihat Metni" ... DAVA Davacı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü Y A R G I T A Y K A R A R I A Davacı İsteminin Özeti Davacı vekili, davacının davalı iş yerinde - tarihleri arasında sırasıyla ..... uzmanı, .. yönetici yardımcısı ve son olarak da ... yöneticisı olarak görev yaptığını, davalı iş yeri ile 2003 yılı içerisinde birleşen ...... bünyesinde tarihinde işe başladığını, yan kuruluş olan bu iş yeri tasfiye edilince davalı işyeri nezdinde çalışmaya devam edildiğini, yönetici pozisyonunda çalışmadığını, yazılım uzmanı olduğunu, tarihinde iş sözleşmesini feshettiğini, son brüt ücretinin aylık TL olduğunu, maaşın yanı sıra dört aylık Ocak, Şubat, Temmuz, Ekim aylarında maaş ikramiyesi aldığını, özel sağlık sigortası yapıldığını, yemek ve servis hizmeti olduğunu, ayrıca bir yıl içerisinde çeşitli kriterlerle hesaplanan ve sonraki yılın ilk çeyreğinde alınan jestiyon ödemesi olduğunu, bordrolarda fazla çatışma ödemesi bulunmadığını, normal çalışına saatlerinin bir haftada beş gün 0900 - 1800 saatleri arasında olduğunu, bir saat yemek molası verildiğini, proje dönemlerinde haftanın en az 3 - 4 günü 1900 - 2400 arası fazla çalışma yapıldığını, diğer dönemlerde ise haftada 1 - 2 gün ofiste ya da evde fazla mesai yaptığını, hafta sonları en az bir gün işyerine gitmek suretiyle 6 - 10 saat çalıştığını, diğer zamanlarda uzaktan erişim sitemi VPN ile evden sisteme bağlandığını, fazla mesaiye kaldıklarında taksi ulaşım bedellerinin ödendiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. B Davalı Cevabının Özeti Davalı vekili; davacının davalı iş yerinde - tarihleri arasında çalıştığını, ilk olarak ... uzman ....larak işe girdiğini, daha sonra terfi ederek .... yönetici V pozisyonunda çalıştığını, davacının tarihinde iş sözleşmesini feshettiğini, davacının yönetici pozisyonunda olması nedeni ile toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında olduğunu, bu nedenle fazla mesai ücreti ödenmediğini, kapsam dışı çalışanların maaşlarının fazla mesai yapacakları göz önüne alınarak yüksek tutulduğunu, fazla mesai ücretinin maaşa dahil edildiğini, maaş bordrolarının personellerin kendi şifreleri ile girebildikleri İK portalında yayınlandığını, davacının yayınlanan bordrolara herhangi bir itirafının olmadığını, davalı işverenin talep eden çalışanlara yıllık izinlerini kullandırdığını, iziıı kullanıp kullanmamanın çalışanların kendi inisiyatifinde olduğunu beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. C Bozma ilamı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci Mahkemece ilk kararında, davacının yıllık izin alacağı ve fazla mesai alacağı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 30/03/2016 tarih ve 2014/35608 E., 2016/7863 K. sayılı ilamı ile; ''somut uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalanan iş akdinde davacının haftalık çalışma süresinin 40 saat olarak belirlendiği, bilirkişi raporunda davacının işe giriş çıkış kayıtları nazara alınarak davacının haftalık çalışmasının 44 saat olduğu, haftada 4 saat fazla sürelerle çalıştığı yönündeki tespit isabetli ise de İK m 41/3 gereği işçinin normal çalışma süresinin sözleşmelerle haftalık 45 saatin altında belirlenmesi halinde, işçinin bu süreden fazla ancak 45 saate kadar olan çalışmalarının "fazla sürelerle çalışma" olduğu ve bu şekilde fazla çalışma halinde ücretin normal çalışma ücretinin % 25 fazlası olduğu, ancak hükme esas alınan raporda fazla sürelerle çalışma ücreti normal çalışma ücretinin % 50 yükseltilmek suretiyle hesaplanması hatalı olduğu, davanın kısmi eda külli tespit davası olması nedeniyle faizin dava ve talep arttırım tarihinden başlatılması gerektiği'' gerekçeleriyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak bozma öncesi alınan tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D Temyiz Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. E Gerekçe 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin yerine olarak yazılmış olması mahalinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir. 3- Bozmadan önce hükme esas alınan bilirkişi raporunda doğru bir şekilde çıplak ücrete göre fazla mesai ücreti alacağının hesaplandığı ve bu hesaplamaya taraflarca herhangi bir itiraz olmadığı gibi dairemizce bu hesaplamaya yönelik herhangi bir bozmada yapılmamış olup, bozmadan sonra fazla mesai ücreti alacağının ikramiye eklenmiş ücrete göre hesaplanan bilirkişi raporuna göre hüküm altına alınması usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğu gibi fazla mesai ücreti alacağının çıplak ücret üzerinden hesaplanması ilkesine de aykırıdır. Bu nedenlerle fazla sürelerle çalışma ücretinin hesaplanması için bilirkişiden ek rapor aldırılmalı ve sonucuna göre alacak hüküm altına alınmalıdır. F SONUÇ Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....
yargıtay 17 hukuk dairesi kararları