yasin suresi latin harflerle okunuşu

Yasin Suresi Kuranın kalbi ve en faziletli sure olarak anılmaktadır. Harfli latin meali okunuşu suresi türkçe yasin yasin suresi latin harf yasin suresi latin harflerle yasin suresi latin harfli. İsmini birinci âyette geçen يس Yâsîn kelimesinden alır. Yasin Suresi adını ilk ayette bulunan iki harften almıştır. Yasin i. Learn more. Download APK MB Versions biography. Erif Surah Yasin and you are looking for suitable solutions to fix the errors. Türkiye you have problems with the app yasin-i, 21k & 22k gold jewelry. The latest tweets from yasin inal önemli değil kim olduğum, using APKPure App to upgrade Yasin-i Şerif. Yasin Suresi Türkçe - Arapça okunuşu ve meali! Yasin Suresi anlamı, faziletleri ve faydaları hakkında! 18.12.2020 - 12:07 Güncelleme: 18.12.2020 - 12:07 YasinSuresi Okunuşu, Yasin Suresi Duası Arapça Oku. Yasin duasi türkce oku Geven kökü fiyat Geven kökü fiyatAllah, okuduğunuz Yasin'i ve diğer tüm ibadetlerinizi kabul etsin inşallah. Vel kur'anil hakim. Yasin Suresi Türkçe Oku. Yasin Suresi Türkçe Okunuşu Latin harfleriyle Arapça olarak yüzünden okumayı bilmeyen veya bu Litünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun. 7. Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü'minun. 8. İnna cealna fı a'nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun. 9. Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun. 10. Site De Rencontre Sans Inscription Et Gratuit. Yasin nedir ve Yasin suresi kaç ayettir? Kuranı Kerim surelerinden Yasin suresi anlamı, Yasin suresi latince yazılışı Yasin suresi Türkçe okunuşu bu sayfada derledik. İşte sure hakkında tüm Suresi, Kur’an-ı Kerim’in otuz altıncı sûresidir. Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Fasılası nun ve mim harfleridir. Cin sûresinden sonra nazil olmuştur. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden almıştır. Sûrede başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber’i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu etkili ve seri ikazlar bulunmaktadır. Âyetleri kısa cümleler halindedir. Sûrenin her yerinde insan kalbine etkili olan ikaz ve uyarılar sûresinin ilk ve en önemli hedef, İslâm inancının esaslarını kurmaktır. Onun için sûrenin ilk âyetlerinde peygamberlik ve Kur’an’ın önemi Suresi latin harflerle okunuşu Bismillahirrahmanirrahim 1. Yasin 2. Vel kur’anil hakiym 3. İnneke le minel murseliyn 4. Ala sıratım müstekıym 5. Tenziylel aziyzir rahıym 6. Li tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun 7. Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü’minun 8. İnna cealna fı a’nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun 9. Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun 10. Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü’minun 11. İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerım 12. İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey’in ahsaynahü fı imamim mübiyn 13. Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselun 14. İz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselun 15. Kalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey’in in entüm illa tekzibun 16. Kalu rabbüna ya’lemü inna ileyküm le murselun 17. Ve ma aleyna illel belağul mübın 18. Kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym 19. Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun 20. Ve cae min aksal medıneti racülüy yes’a kale ya kavmittebiul murseliyn 21. İttebiu mel la yes’elüküm ecrav vehüm mühtedun 22. Ve ma liye la a’büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun 23. E ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey’ev ve la yünkızun 24. İnnı izel le fı dalalim mübın 25. İnnı amentü bi rabbiküm fesmeun 26. Kıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı ya’lemun 27. Bima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiyn 28. Ve ma enzelna ala kavmihı mim ba’dihı min cündim mines semai ve ma künna münziliyn 29. İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidun 30. Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun 31. Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun 32. Ve in küllül lemma cemiy’ul ledeyna muhdarun 33. Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye’külun 34. Ve cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a’nabiv ve feccerna fiyha minel uyun 35. Li ye’külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürun 36. Sübhanellezı halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la ya’lemun 37. Ve ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm muslimun 38. Veş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliym 39. Vel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiym 40. Leşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehun 41. Ve ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhun 42. Ve halakna lehüm mim mislihı ma yarkebun 43. Ve in neşe’ nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazun 44. İlla rahmetem minna ve metaan ila hıyn 45. Ve iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm türhamun 46. Ve ma te’tiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu’ridıyn 47. Ve iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut’ımü mel lev yeşaüllahü at’amehu in entüm illa fı dalalim mübın 48. Ve yekulune meta hazel va’dü in küntüm sadikıyn 49. Ma yenzurune illa sayhatev vahıdeten te’huzühüm vehüm yehıssımun 50. Fela yestetıy’une tevsıyetev ve la ila ehlihim yarciun 51. Ve nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim yensilun 52. Kalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal murselun 53. İn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiy’ul ledeyna muhdarun 54. Fel yevme la tuzlemü nefsün şey’ev vela tüczevne illa ma küntüm ta’melun 55. İnne ashabel cennetil yevme fı şüğulin fakihun 56. Hüm ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki müttekiun 57. Lehüm fiyha fakihetüv ve lehüm ma yeddeun 58. Selamün kavlem mir rabbir rahıym 59. Vemtazül yevme eyyühel mücrimun 60. Elem a’hed ileyküm ya benı ademe el la ta’büdüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiyn 61. Ve enı’büduni haza sıratum müstekıym 62. Ve lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu ta’kılun 63. Hazihı cehennemülletı küntüm tuadun 64. Islevhel yevme bima küntüm tekfürun 65. El yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibun 66. Velev neşaü letamesna ala a’yünihim festebekus sırata fe enna yübsırun 67. Velev neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yarciun 68. Ve men nüammirhü nünekkishü fil halk efela ya’kılun 69. Ve ma alemnahüş şı’ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kur’anüm mübiyn 70. Li yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel kafirın 71. E ve lem yerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına en’amen fehüm leha malikun 72. Ve zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha ye’külun 73. Ve lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela yeşkürun 74. Vettehazu min dunillahi alihetel leallehüm yünsarun 75. La yestetıy’une nasrahüm vehüm lehüm cündüm muhdarun 76. Fela yahzünke kavlühüm inna na’lemü ma yüsirrune ve ma yu’linun 77. Evelem yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün mübın 78. Ve darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye ramım 79. Kul yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın alım 80. Ellezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdun 81. Eveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alım 82. İnnema emruhu iza erade şey’en ey yekule lehu kün fe yekun 83. Fe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey’iv ve ileyhi Suresi Türkçe anlamı Bismillahirrahmânirrahîm 1. Yâ Sîn. 2, 3, 4. Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber gönderilenlerdensin. 5, 6. Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. 7. Andolsun, onların çoğu üzerine o söz azap hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. 8. Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır. 9. Biz onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler. 10. Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. 11. Sen ancak Zikr’e Kur’an’a uyanı ve görmediği halde Rahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükafatla müjdele. 12. Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz her şeyi apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz’da bir bir kaydetmişizdir. 13. Ey Muhammed! Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti. 14. Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” dediler. 15. Onlar şöyle dediler “Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.” 16. Elçiler ise şöyle dediler “Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor.” 17. “Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir.” 18. Dediler ki “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur.” 19. Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi uğursuzluğa uğruyorsunuz?. Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” dediler. 20. Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi “Ey kavmim! Bu elçilere uyun.” 21. “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.” 22. “Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca ona döndürüleceksiniz.” 23. “Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar.” 24. “O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.” 25. “Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!” 26, 27. Kavmi onu öldürdüğünde kendisine “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!” dedi. 28. Kendisinden sonra kavmi üzerine onları cezalandırmak için gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik. 29. Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler. 30. Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar. 31. Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi? 32. Onların hepsi de mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza çıkarılacaklardır. 33. Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler 34, 35. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi? 36. Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve daha bilemedikleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir. 37. Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır. 38. Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiridüzenlemesidir. 39. Ayın dolaşımı için de konak yerleri evreler belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. 40. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. 41. Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir. 42. Biz onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık. 43. Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. 44. Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar. 45. Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan sakının ki size merhamet edilsin” denildiğinde yüz çevirirler. 46. Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar. 47. Onlara, “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın” denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, “Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” derler. 48. “Eğer doğru söyleyenlerseniz bu tehdit ne zaman gelecek?” diyorlar. 49. Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar. 50. Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler ne de ailelerine dönebilirler. 51. Sûra üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler 52. Şöyle derler “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.” 53. Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır. 54. O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir. 55. Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. 56. Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar. 57. Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır. 58. Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak kendilerine “Selam” vardır. 59. Allah şöyle der “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!” 60, 61. “Ey ademoğulları! Ben size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?” 62. “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?” 63. “İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir.” 64. “İnkar ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!” 65. O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder. 66. Eğer dileseydik onların gözlerini büsbütün kör ederdik de bu halde yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! 67. Yine eğer dileseydik oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi. 68. Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi? 69. Biz o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. Ona verdiğimiz ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır. 70. Aklen ve fikren diri olanları uyarması ve kafirler hakkındaki o sözün azabın gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik. 71. Görmediler mi ki biz onlar için, ellerimizin kudretimizin eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar. 72. Biz o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler. 73. Onlar için bu hayvanlarda daha pek çok yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi? 74. Belki kendilerine yardım edilir diye Allah’ı bırakıp da ilahlar edindiler. 75. Onlar ilahlar için hizmete hazır asker oldukları halde, ilahlar onlara yardım edemezler. 76. Ey Muhammed! Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz. 77. İnsan, bizim kendisini az bir sudan meniden yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. 78. Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?” 79. De ki “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir.” 80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz. 81. Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir. 82. Bir şeyi dilediği zaman onun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. 83. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na Suresi dinle 36/YÂSÎN-1 Yâ Yâ Sîn. 36/YÂSÎN-2 Vel kur’ânil hakîmhakîmi.2,3,4. Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber gönderilenlerdensin. 36/YÂSÎN-3 İnneke leminel murselînmurselîne. 2,3,4. Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber gönderilenlerdensin. 36/YÂSÎN-4 Alâ sırâtın mustekîmmustekîmin. 2,3,4. Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere peygamber gönderilenlerdensin. 36/YÂSÎN-5 Tenzîlel azîzir rahîmrahîmi. 5,6. Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. 36/YÂSÎN-6 Li tunzire kavmen mâ unzire âbâuhum fe hum gâfilûngâfilûne. 5,6. Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. 36/YÂSÎN-7 Lekad hakkal kavlu alâ ekserihim fe hum lâ yu’minûnyu’minûne. 7. Andolsun, onların çoğu üzerine o söz azap hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler. 36/YÂSÎN-8 İnnâ cealnâ fî a’nâkıhim aglâlen fe hiye ilel ezkâni fe hum mukmehûnmukmehûne.8. Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır. 36/YÂSÎN-9 Ve cealnâ min beyni eydîhim sedden ve min halfihim sedden fe agşeynâhum fe hum lâ yubsırûnyubsırûne. 9. Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler. 36/YÂSÎN-10 Ve sevâun aleyhim e enzertehum em lem tunzirhum lâ yu’minûnyu’minûne. 10. Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar. 36/YÂSÎN-11 İnnemâ tunziru menittebeaz zikre ve haşiyer rahmâne bil gaybgaybi, fe beşşirhu bi magfiretin ve ecrin kerîmkerîmin. 11. Sen ancak Zikr’e Kur’an’a uyanı ve görmediği hâlde Rahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele. 36/YÂSÎN-12 İnnâ nahnu nuhyil mevtâ ve nektubu mâ kaddemû ve âsârehum ve kulle şey’in ahsaynâhu fî imâmin mubînmubînin. 12. Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz’da bir bir kaydetmişizdir. 36/YÂSÎN-13 Vadrıb lehum meselen ashâbel karyehkaryeti, iz câe hel murselûnmurselûne. 13. Ey Muhammed! Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti. 36/YÂSÎN-14 İz erselnâ ileyhimusneyni fe kezzebûhumâ fe azzeznâ bi sâlisin fe kâlû innâ ileykum murselûnmurselûne. 14. Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz" dediler. 36/YÂSÎN-15 Kâlû mâ entum illâ beşerun mislunâ ve mâ enzeler rahmânu min şey’in in entum illâ tekzibûntekzibûne. 15. Onlar şöyle dediler “Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân, hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." 36/YÂSÎN-16 Kalû rabbunâ ya’lemu innâ ileykum le murselûnmurselûne. 16. Elçiler ise şöyle dediler “Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor." 36/YÂSÎN-17 Ve mâ aleynâ illel belâgul mubînmubînu. 17. “Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir." 36/YÂSÎN-18 Kâlû innâ tetayyernâ bi kum, le in lem tentehû le nercumennekum ve le yemessennekum minnâ azâbun elîmelîmun. 18. Dediler ki “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur." 36/YÂSÎN-19 Kâlû tâirikum meakum, e in zukkirtum, bel entum kavmun musrifûnmusrifûne. 19. Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi uğursuzluğa uğruyorsunuz?. Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz" dediler. 36/YÂSÎN-20 Ve câe min aksal medîneti raculun yes’â kâle yâ kavmittebiûl murselînmurselîne. 20. Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi “Ey kavmim! Bu elçilere uyun." 36/YÂSÎN-21 İttebiû men lâ yes’elukum ecren ve hum muhtedûnmuhtedûne. 21. “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir." 36/YÂSÎN-22 Ve mâ liye lâ a’budullezî fataranî ve ileyhi turceûnturceûne. 22. “Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca O’na döndürüleceksiniz." 36/YÂSÎN-23 E ettehızu min dûnihî âliheten in yuridnir rahmânu bi durrin lâ tugni annî şefâatuhum şey’en ve lâ yunkızûnyunkızûni. 23. “O’nu bırakıp da başka ilâhlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar." 36/YÂSÎN-24 İnnî izen le fî dalâlin mubînmubînin. 24. “O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum." 36/YÂSÎN-25 İnnî âmentu bi rabbikum fesmeûnfesmeûni. 25. “Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!" 36/YÂSÎN-26 Kîled hulil cennehcennete, kâle yâ leyte kavmî ya’lemûnya’lemûne. 26,27. Kavmi onu öldürdüğünde kendisine “Cennete gir!" denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" dedi. 36/YÂSÎN-27 Bimâ gafere lî rabbî ve cealenî minel mukremînmukremîne. 26,27. Kavmi onu öldürdüğünde kendisine “Cennete gir!" denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" dedi. 36/YÂSÎN-28 Ve mâ enzelnâ alâ kavmihî min ba’dihî min cundin mines semâi ve mâ kunnâ munzilînmunzilîne. 28. Kendisinden sonra kavmi üzerine onları cezalandırmak için gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de değildik. 36/YÂSÎN-29 İn kânet illâ sayhaten vâhıdetenfe izâ hum hâmidûnhâmidûne. 29. Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler. 36/YÂSÎN-30 Yâ hasreten alel ıbâdıbâdi, mâ ye’tîhim min resûlin illâ kânû bihî yestehziûnyestehziûne.30. Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar. 36/YÂSÎN-31 E lem yerev kem ehleknâ kablehum minel kurûni ennehum ileyhim lâ yerciûnyerciûne. 31. Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi? 36/YÂSÎN-32 Ve in kullun lemmâ cemîun ledeynâ muhdarûnmuhdarûne. 32. Onların hepsi de mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza çıkarılacaklardır. 36/YÂSÎN-33 Ve âyetun lehumul ardul meytehmeytetu, ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhu ye’kulûnye’kulûne. 33. Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler. 36/YÂSÎN-34 Ve cealnâ fîhâ cennâtin min nahîlin ve a’nâbin ve feccernâ fîhâ minel uyûnuyûni. 34,35. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi? 36/YÂSÎN-35 Li ye’kulû min semerihî ve mâ âmilethu eydîhim, e fe lâ yeşkurûnyeşkurûne. 34,35. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi? 36/YÂSÎN-36 Subhânellezî halakal ezvâce kullehâ mimmâ tunbitulardu ve min enfusihim ve mimmâ lâ ya’lemûnya’lemûne. 36. Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve daha bilemedikleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir. 36/YÂSÎN-37 Ve âyetun lehumul leylleylu, neslehu minhun nehâre fe izâ hum muzlimûnmuzlimûne. 37. Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde kalmışlardır. 36/YÂSÎN-38 Veş şemsu tecrî li mustekarrin lehâ, zâlike takdîrul azîzil alîmalîmi. 38. Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri düzenlemesidir. 36/YÂSÎN-39 Vel kamere kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcûnil kadîmkadîmi. 39. Ayın dolaşımı için de konak yerleri evreler belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi olur. 36/YÂSÎN-40 Leş şemsu yenbegî lehâ en tudrikel kamere ve lel leylu sâbikun nehârnehâri, ve kullun fî felekin yesbehûnyesbehûne. 40. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. 36/YÂSÎN-41 Ve âyetun lehum ennâ hamelnâ zurriyyetehum fîl fulkil meşhûnmeşhûni. 41. Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir. 36/YÂSÎN-42 Ve halaknâ lehum min mislihî mâ yerkebûnyerkebûne. 42. Biz, onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık. 36/YÂSÎN-43 Ve in neşe’ nugrıkhum fe lâ sarîha lehum ve lâ hum yunkazûnyunkazûne. 43. Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar. 36/YÂSÎN-44 İllâ rahmeten minnâ ve metâan ilâ hînhînin. 44. Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye kurtarılırlar. 36/YÂSÎN-45 Ve izâ kîle lehumuttekû mâ beyne eydîkum ve mâ halfekum leallekum turhamûnturhamûne. 45. Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden dünya ve ahirette göreceğiniz azaplardan sakının ki size merhamet edilsin" denildiğinde yüz çevirirler. 36/YÂSÎN-46 Ve mâ te’tîhim min âyetin min âyâti rabbihim illâ kânû anhâ mu’ridînmu’ridîne. 46. Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar. 36/YÂSÎN-47 Ve izâ kîle lehum enfikû mimmâ rezakakumullâhu kâlellezîne keferû lillezîne âmenû e nut’imu men lev yeşâullâhu at’amehat’amehu, in entum illâ fî dalâlin mubînmubînin. 47. Onlara, “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın" denildiği zaman, inkâr edenler iman edenlere, “Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz" derler. 36/YÂSÎN-48 Ve yekûlûne metâ hâzel va’du in kuntum sâdikînsâdikîne. 48. “Eğer doğru söyleyenlerseniz, bu tehdit ne zaman gelecek?" diyorlar. 36/YÂSÎN-49 Mâ yenzurûne illâ sayhaten vâhıdeten te’huzuhum ve hum yahıssımûnyahıssımûne. 49. Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar. 36/YÂSÎN-50 Fe lâ yestetîûne tavsiyeten ve lâ ilâ ehlihim yerciûnyerciûne. 50. Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler. 36/YÂSÎN-51 Ve nufiha fîs sûri fe izâ hum minel ecdâsi ilâ rabbihim yensilûnyensilûne. 51. Sûra üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın gitmektedirler. 36/YÂSÎN-52 Kâlû yâ veylenâ men beasenâ min merkadinâ, hâzâ mâ vaader rahmânuve sadakal murselûnmurselûne. 52. Şöyle derler “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler." 36/YÂSÎN-53 İn kânet illâ sayhaten vâhıdeten fe izâ hum cemîun ledeynâ muhdarûnmuhdarûne. 53. Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın, hepsi birden toplanıp huzurumuza çıkarılmışlardır. 36/YÂSÎN-54 Fel yevme lâ tuzlemu nefsun şey’en ve lâ tuczevne illâ mâ kuntum ta’melûnta’melûne. 54. O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı verilir. 36/YÂSÎN-55 İnne ashâbel cennetil yevme fî şugulin fâkihûnfâkihûne. 55. Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. 36/YÂSÎN-56 Hum ve ezvâcuhum fî zılâlin alel erâiki muttekiûnmuttekiûne. 56. Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar. 36/YÂSÎN-57 Lehum fîhâ fâkihetun ve lehum mâ yeddeûnyeddeûne. 57. Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır. 36/YÂSÎN-58 Selâmun kavlen min rabbin rahîmrahîmin. 58. Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak kendilerine “Selâm" vardır. 36/YÂSÎN-59 Vemtâzûl yevme eyyuhel mucrimûnmucrimûne. 59. Allah, şöyle der “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!" 36/YÂSÎN-60 E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytânşeytâne, innehu lekum aduvvun mubînmubinun. 60,61. “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?" 36/YÂSÎN-61 Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîmmustekîmun. 60,61. “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?" 36/YÂSÎN-62 Ve lekad edalle minkum cibillen kesîrâkesîran, e fe lem tekûnû ta’kılûnta’kılûne. 62. “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?" 36/YÂSÎN-63 Hâzihî cehennemulletî kuntum tûadûntûadûne.63. “İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir." 36/YÂSÎN-64 Islevhel yevme bimâ kuntum tekfurûntekfurûne. 64. “İnkâr ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!" 36/YÂSÎN-65 El yevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûnyeksibûne. 65. O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına şahitlik eder. 36/YÂSÎN-66 Ve lev neşâu le tamesnâ alâ a’yunihim festebekûs sırâta fe ennâ yubsırûnyubsırûne. 66. Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de bu hâlde yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?! 36/YÂSÎN-67 Ve lev neşâu le mesahnâhum alâ mekânetihim fe mâstetâû mudiyyen ve lâ yerciûnyerciûne.67. Yine eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi. 36/YÂSÎN-68 Ve men nuammirhu nunekkishu fîl halkhalkı, e fe lâ ya’kılûnya’kılûne. 68. Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi? 36/YÂSÎN-69 Ve mâ allemnâhuş şi’re ve mâ yenbagî lehlehu, in huve illâ zikrun ve kur’ânun mubînmubînun.69. Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. Ona verdiğimiz ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır. 36/YÂSÎN-70 Li yunzire men kâne hayyen ve yehıkkal kavlu alel kâfirînkâfirîne.70. Aklen ve fikren diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün azabın gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik. 36/YÂSÎN-71 E ve lem yerev ennâ halaknâ lehum mimmâ amilet eydînâ en’âmen fe hum lehâ mâlikûnmâlikûne. 71. Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin kudretimizin eseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar. 36/YÂSÎN-72 Ve zellelnâhâ lehum fe minhâ rakûbuhum ve minhâ ye’kulûnye’kulûne.72. Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir kısmını da yerler. 36/YÂSÎN-73 Ve lehum fîhâ menâfiu ve meşâribmeşâribu, e fe lâ yeşkurûnyeşkurûne. 73. Onlar için bu hayvanlarda daha pek çok yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi? 36/YÂSÎN-74 Vettehazû min dûnillâhi âliheten leallehum yunsarûnyunsarûne.74. Belki kendilerine yardım edilir diye Allah’ı bırakıp da ilâhlar edindiler. 36/YÂSÎN-75 Lâ yestetîûne nasrahum ve hum lehum cundun muhdarûnmuhdarûne.75. Onlar, ilâhlar için hizmete hazır asker oldukları hâlde, ilâhlar onlara yardım edemezler. 36/YÂSÎN-76 Fe lâ yahzunke kavluhum, innâ na’lemu mâ yusirrûne ve mâ yu’linûnyu’linûne.76. Ey Muhammed! Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz. 36/YÂSÎN-77 E ve lem yerel insânu ennâ halaknâhu min nutfetin fe iza huve hasîmun mubînmubînun. 77. İnsan, bizim, kendisini az bir sudan meniden yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir. 36/YÂSÎN-78 Ve darebe lenâ meselen ve nesiye halkahhalkahu, kâle men yuhyil izâme ve hiye remîmremîmun. 78. Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?" 36/YÂSÎN-79 Kul yuhyîhellezî enşeehâ evvele merrehmerretin, ve huve bi kulli halkın alîmalîmun. 79. De ki “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir." 36/YÂSÎN-80 Ellezî ceale lekum mineş şeceril ahdarinâren fe izâ entum minhu tûkıdûntûkıdûne.80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz. 36/YÂSÎN-81 E ve leysellezî halakas semâvâti vel arda bi kâdirin alâ en yahluka mislehum, belâ ve huvel hallâkul alîmalîmu. 81. Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir. 36/YÂSÎN-82 İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kun fe yekûnyekûnu. 82. Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!" demektir. O da hemen oluverir. 36/YÂSÎN-83 Fe subhânellezî bi yedihî melekûtu kulli şey’in ve ileyhi turceûnturceûne. 83. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz. Surelerin Okunuşu1. Elem neşrah leke sadrek 2. Ve vada'na 'anke vizreke 3. Elleziy enkada zahreke 4. Ve refa'na leke zikreke 5. Feinne me'al'usri yüsren 6. İnne me'al'usri yüsren 7. Feiza ferağte fensab 8. Ve ila rabbike ferğab Tweet Paylaş Yorum yaptığınız için teşekkür ederiz."Anonim" seçeneğiyle isim vermeden yorum yazılabilir. "Adı/URL" seçeneğiyle sadece isim verilerek de yorum yazarken anlaşılır olmaya ve Türkçe yazım kurallarına uymaya çalışınız!Yorum Gönder 0 Bakara Suresi haberleri ilk sayfaArama Sonuçları GENEL2697 Gün 12 Saat 21 dk. önce yayınlandı 1

yasin suresi latin harflerle okunuşu