yasin tebareke amme arapça yazılışı

Site De Rencontre Sans Inscription Et Gratuit. 17 Aralık 2021 34 Görüntüleme Nas Nas Suresi Pratik 10 Tekrar Yöntemiyle Kolayca Ezberle. Nas suresini doğru, tecvidli ve talimli olarak direk hafız ağzından kolayca ezberlemek için hazırladığımız videoyu sizlerle paylaşıyoruz. Bu hayırlı hizmetleri desteklemek için abone olup, beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Lütfen! ________ Nas Suresi Arapça Okunuşu بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ قُلْ اَعُوذُ بِرَبِّ النَّاسِۙ ﴿١﴾ مَلِكِ النَّاسِۙ ﴿٢﴾ اِلٰهِ النَّاسِۙ ﴿٣﴾ مِنْ شَرِّ الْوَسْوَاسِ الْخَنَّاسِۙ ﴿٤﴾ اَلَّذ۪ي يُوَسْوِسُ ف۪ي صُدُورِ النَّاسِۙ ﴿٥﴾ مِنَ الْجِنَّةِ وَالنَّاسِ ﴿٦ _______ Nas Suresinin Türkçe Yazılışı ve Okunuşu -Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm. 1- Gul e’ûzu bi-Rabbi’n-nâs. 2- Meliki’n-nâs. 3- İlâhi’n-nâs. 4- Min şerri’l-vesvâsi’l-hânnâs. 5- Ellezî yuvesvisu fî sudûri’n-nâs. 6- Mine’l-cinneti ve’n-nâs. _________________ Nas Suresinin Türkçe anlamı Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. 1- “De ki İnsanların Rabbine sığınırım. 2- İnsanların malikine, 3- İnsanların ilahına; 4- İnsanlara kötü şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden. 5- O ki, insanların göğüslerine vesvese verir. 6- Gerek cin, gerekse insanlardan. * Nas suresi, insanların kalplerine vesvese sokan cin ve insan şeytanın şerrinden Allah’a sığınmak için okunur. Halk arasında "Tebareke" diye bilinen Mülk Suresi'ni okumak çok faziletli ve sevaptır. Hadisi şeriflerde kabir azabından korunmak için en faziletli surenin Mülk Suresi olduğu beyan edilmektedir. Mülk Suresi sayfadır. Peki Mülk Suresi okunuşu ve meali nedir? Mülk Suresi'nin Arapça yazılışı ve Türkçe anlamına haberimizden ulaşabilirsiniz... Mülk Suresi okunuşu ve yazılışı! Tebareke Mülk Suresi tefsiri nedir, ayet ayet anlamı nedir?MÜLK TEBAREKE SURESİ HAKKINDA BİLGİLERMülk Suresi Kur'an-ı Kerim'in 67. suresidir. Sure toplamda 30 ayetten oluşmaktadır. Sure ismini 1. ayette geçen "el-Mülk" kelimesinden almıştır. Bir diğer adı Tebareke Suresi olarak da geçmektedir. Daha doğrusu sure "Tebarekellezi" ile başladığı için halk arasında "Tebareke" olarak da geçiyor. Mülk Suresi'nde başlıca, Allah'ın azameti, Allah'ın birliğinin delilleri ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenlerin akıbetleri konu SURESİ KONUSU NEDİR?Mülk Sûresi genel olarak Allah Teâlâ'nın varlığı ve birliğini, azametini, evrendeki hükümranlığını, tek tanrı ve tek yaratıcı olduğunu, hayatın ve ölümün var ediliş amacını ve öldükten sonra dirilmeyi konu edinmektedir. Sûrede ayrıca insanlığın ilâhî vahyin uyarıcılığına muhtaç olduğuna işaret edilmekte, bunu kabul etmeyenlerin karşılaşacakları kötü sonuçla ilgili uyarılar yapılmaktadırMÜLK SURESİ FAZİLETİ NEDİR?Hz. Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem , Mülk sûresinin onu okuyanları kabir azabından koruyacağını ifade buyurmuşlar Tirmizî, "Fezâilü'l-Kur'ân", 9; Şevkânî, V, 296, bu sebeple cenazelerin ardından bu sûrenin okunması âdet olmuş, yaygınlık kazanmıştır. Bu hadisi, "sûreyi okuyup amel edenlerin, kabir azabını gerektiren günahlardan uzak duracağı ve böylece azaptan kurtulacağı" şeklinde anlamak da SURESİ'NE NEDEN TEBAREKE DENİLİYOR?Normalde Kur'an-da surenin ismi Mülk olarak geçmektedir. Fakat ilk ayeti "Tebarekellezi" ile başladığından dolayı halk arasında Mülk Suresi = Tebareke Suresi olarak biliniyor. Fakat dediğimiz gibi ikisi de aynı manaya gelmektedir. Gerçek surenin adı Mülk'tür. Lakin tebareke olarak da telaffuz Mülk suresi neresi diye sorduğumuzda bilen fazla çıkmaz. Ama tebareke suresini biliyor musun denildiğinde epey kişi çıkar. Yine de surenin doğrusunu bilmemiz TEBAREKE SURESİ ARAPÇA YAZILIŞIMülk Suresi 1. sayfaMülk Suresi 2. sayfaMülk Suresi 3. sayfaMÜLK TEBAREKE SURESİ OKUNUŞU1. Ayetin Okunuşu Tebârakellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey'in kadîrkadîrun.2. Ayetin Okunuşu Ellezî halagal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâamelen, ve huvel azîzul ğafûrğafûru.3. Ayetin Okunuşu Ellezî halaga seb'a semâvâtin tibâkâtibâkan, mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvuttefâvutin, ferciıl basara hel terâ min futûrfutûrin.4. Ayetin Okunuşu Summerciıl basara kerrateyni yenkalib lieykel basaru hâsien ve huve hasîrhasîrun.5. Ayetin Okunuşu Ve lekad zeyyennâs semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a'tednâ lehum azâbes saîrsaîri.6. Ayetin Okunuşu Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennemcehenneme, ve bi'sel masîrmasîru.7. Ayetin Okunuşu İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûrtefûru.8. Ayetin Okunuşu Tekâdu temeyyezu minel gayzgayzi, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye'tikum nezîrnezîrun.9. Ayetin Okunuşu Gâlû belâ gad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîrkebîrin.10. Ayetin Okunuşu Ve gâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîrsaîri.11. Ayetin Okunuşu Fa'terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîrsaîri.12. Ayetin Okunuşu İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîrkebîrun.13. Ayetin Okunuşu Ve esirrû kavlekum evicherû bihî, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri.14. Ayetin Okunuşu E lâ ya'lemu men halag, ve huvel latîful habîrhabîru.15. Ayetin Okunuşu Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhî, ve ileyhin nuşûrnuşûru.16. Ayetin Okunuşu E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûrtemûru.17. Ayetin Okunuşu Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâhâsiben fe se ta'lemûne keyfe nezîrnezîri.18. Ayetin Okunuşu Ve legad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîrnekîri.19. Ayetin Okunuşu E ve lem yerav ilât tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdne, mâ yumsikuhunne illâr rahmânrahmânu, innehu bi kulli şey'in basîrbasîrun.20. Ayetin Okunuşu Em men hâzâllezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir rahmânrahmâni, inil kâfirûne illâ fî gurûrgurûrın.21. Ayetin Okunuşu Em men hâzâllezî yerzukukum in emseke rızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûrnufûrın.22. Ayetin Okunuşu E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ em men yemşî seviyyen alâ sırâtın mustakîmmustakîmin.23. Ayetin Okunuşu Gul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem'a vel ebsâra vel ef'idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne.24. Ayetin Okunuşu Gul huvellezî zeraekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne.25. Ayetin Okunuşu Ve yegûlûne metâ hâzâl va'du in kuntum sâdikînsâdikîne.26. Ayetin Okunuşu Gul innemâl ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubînmubînun.27. Ayetin Okunuşu Fe lemmâ raevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzâllezî kuntum bihî teddeûnteddeûne.28. Ayetin Okunuşu Gul e raeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîmelîmin.29. Ayetin Okunuşu Gul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta'lemûne men huve fî dalâlin mubînmubînin.30. Ayetin Okunuşu Gul e raeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye'tîkum bi mâin maînmaînin.NOT Mülk Suresini tecvid ve talim kurallarına göre okumak için lütfen Arapça halinden okumaya çalışınız. Arapça bilmiyorsanız sesli şekilde dinleyebilir ve takip edebilirsiniz. Allah razı olsun... MÜLK TEBAREKE SURESİ'Nİ SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ... MÜLK TEBAREKE SURESİ TÜRKÇE MEALİ1. Ayetin Meali Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü Ayetin Meali O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok Ayetin Meali O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak ve düzensizlik görüyor musun? son dakika haberler, gündem haberler ve tarafsız haberler için okumaya devam Ayetin Meali Sonra tekrar tekrar bak; bakışların aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp âciz ve bitkin halde sana Ayetin Meali Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve ahirette de onlara alevli ateş azabını Ayetin Meali Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!7. Ayetin Meali Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu Ayetin Meali Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye Ayetin Meali Onlar da şöyle derler "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik."10. Ayetin Meali Yine şöyle derler "Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık."11. Ayetin Meali İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah'ın rahmetinden uzak olsun!12. Ayetin Meali Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat Ayetin Meali Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; fark etmez. Şüphesiz Allah, sinelerin özünü kalplerde olanı hakkıyla Ayetin Meali Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, her şeyden hakkıyla Ayetin Meali O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah'ın rızkından yiyin. Dönüş ancak Ayetin Meali Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman bir de bakarsınız yer yüzü şiddetle Ayetin Meali Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgar göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz!18. Ayetin Meali Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkar etmenin sonucu nasıl oldu!?19. Ayetin Meali Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları havada ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O her şeyi hakkıyla Ayetin Meali Yahut Rahmân'dan başka size yardım edecek şu ordunuz taraftarlarınız kimlerdir? İnkarcılar ancak bir aldanış Ayetin Meali Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip Ayetin Meali Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi?23. Ayetin Meali De ki "O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!"24. Ayetin Meali De ki "O, Sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak onun huzurunda toplanacaksınız."25. Ayetin Meali "Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?" Ayetin Meali De ki "O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım."27. Ayetin Meali Onu azabı yakından gördükleri zaman inkar edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara, "İşte bu, alaylı bir biçimde isteyip durduğunuz şeydir" Ayetin Meali De ki "Söyleyin bakalım Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helak etti, yahut bize acıdı. Peki, ya inkarcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?"29. Ayetin Meali De ki "O, Rahmân'dır. O'na iman ettik, yalnızca ona tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!"30. Ayetin Meali De ki "Söyleyin bakalım Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?"MÜLK TEBAREKE SURESİ TEFSİRİ NEDİR?Mülk Suresi 1. ve 5. Ayetler Arası Tefsiri Sûrenin özeti mahiyetinde olan bu âyetlerin ilkinde Allah'ın yüceliği, kudreti, evrendeki hükümranlığı ve her şeyin kendisinin kudret elinde olduğu, evrende istediği gibi tasarrufta bulunabileceği ifade edilmiş, sonraki âyetlerde ise O'nun kudretinin eserlerinden örnekler verilmiştir 1. âyette "aşkındır, cömerttir" diye çevirdiğimiz tebâreke fiilinin diğer anlamları hakkında bilgi için bk. Furkån 25/1. 2. âyet yüce Allah'ın kudret ve tasarrufunu en açık bir şekilde gösteren delilleri içermekte; Allah'ın, dünyada insanların güzel işler yapma hususunda birbirleriyle rekabet etmelerini sağlamak, kimlerin kendi emir ve yasaklarına uyarak daha güzel işler yapacağını ortaya çıkarmak için hayatı ve ölümü yarattığını bildirmektedir. Aynı âyette önce ölüm, sonra hayat geçtiği için burada "ölüm" kavramıyla, hayattan önceki cansızlık halinin mi yoksa dünya hayatının sona ermesi ve âhiret hayatına geçiş halinin mi kastedildiği hususunda farklı görüşler vardır. Bir kısım müfessirler âyetteki sıralamayı dikkate alarak ölümden maksadın dünya hayatından âhiret hayatına geçiş hali, hayattan maksadın ise âhiret hayatı olduğunu söylemişlerdir Râzî, XXX, 55; Elmalılı, VII, 5159. İkinci grup ise ölümle dünya hayatından âhiret hayatına geçiş halinin, hayatla da dünya hayatının kastedildiği kanaatindedir Zemahşerî, IV, 134; bizim tercihimiz de budur. Zira hayat da ölüm de imtihan için yaratılmıştır; imtihan yeri ise âhiret değil dünyadır. Her ikisinin de bu dünyada olması amaca daha uygun görünmektedir. Hayat ölümden önce olduğu halde âyette sonra gelmesi ise çeşitli şekillerde yorumlanmıştır bk. Râzî, XXX, 55; Ateş, IX, 526-527. Dikkat çekici bir yoruma göre eşyada aslolan yokluk olduğu, varlık ve hayat sonradan verildiği için âyette ölüm önce gelmiştir Şevkânî, V, 297. Bizce de isabetli olan diğer bir yoruma göre ölüm insanlara hayatın sorumluluğunu hatırlattığı, onları iyi işler yapmaya teşvik ettiği ve bir uyarıcı olduğu, nihayet insanda "imtihan" sorumluluğunu daha canlı tuttuğu için âyette ölüm önce zikredilmiştir. Nitekim hayat bir hayırlı faaliyetler alanı, ölüm ise bu faaliyetlerin karşılığının verileceği ebedî varlık sahnesine geçişi sağlayan dönüm noktası, Hz. Peygamber'in de belirttiği gibi bir uyarıcıdır bk. Râzî, XXX, 55. İfadenin akışına ve lafız güzelliğine daha uygun olduğu için "mevt" ölüm kelimesinin önce geldiği de âyetlerde evrenin eksiksiz-kusursuz yaratılışına, mükemmel işleyişine ve düzenine dikkat çekilmekte, böylece bu muhteşem varlık düzeninin bir tesadüfle meydana gelmiş olamayacağı ve devam edemeyeceği; bunun ancak üstün bir ilim, irade ve kudret sahibinin yaratması ve yönetmesiyle mümkün olduğu belirtilmektedir yedi göğün anlamı hakkında bk. Bakara 2/29.Meâlde "Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak" diye tercüme ettiğimiz cümlenin lafzî karşılığı, "Sonra gözünü iki kez daha çevir de bak" şeklindedir. Ancak bu ibare çokluktan kinaye olup sayı olarak iki defayı değil, defalarca bakmayı ifade eder bk. İbn Âşûr, XXIX, 19-20.Yıldızlarla donatılmış gibi bir görüntü verdiği için gökyüzünün kandillerle süslenmesinden söz edilmiş, yıldızlar geceleyin kandil gibi ışık saçtıklarından onlara mecaz olarak "kandiller" mesâbîh, tekili misbâh denilmiştir Taberî, XXIX, 3. Yıldızlarla şeytanların taşlanmasından maksat ise göklerdeki meleklerin konuşmalarını dinleyip onlardan bilgi sızdırmak için kulak hırsızlığı yapmak isteyen şeytanların bu yıldızlardan çıkan parlak ışıklarla, bir tür ateş toplarıyla engellenmesidir. Bu ve benzeri âyetlerle ilgili olarak klasik tefsirlerde ayrıntılı yorumlar bulunmakla birlikte müteşâbihattan olan bu tür âyetlerin anlamları hakkında zamana, şartlara, bilimsel verilere göre farklı görüşler ileri sürmek mümkündür. Ayrıca gayb konularına giren âyetlerin yorumunda iddialı olmamak gerekir. Çünkü gayb âleminin mahiyetini Allah'tan başka kimse bilemez; biz gayb bilgilerine sadece inanırız gökyüzünün yıldızlarla süslenmesi ve bunlarla şeytanların taşlanması konusunda bilgi için bk. Hicr 15/16-18; Sâffât 37/6-10. "Taşlanma" şeklinde çevirdiğimiz rücûm kelimesi "sağlam bir bilgiye dayanmadan konuşmak, kafadan atmak" mânasına da geldiği için âyete, "insan ve cin şeytanlarının yıldızlara bakarak aslı faslı olmayan şeyler söylemeleri" mânası da verilmiştir Şevkânî, V, 299.Mülk Suresi 6. ve 11. Ayetler Arası Tefsiri Bazı âhiret sahnelerini tasvir eden bu âyetler, kimlerin daha güzel davranacağını sınamak için ölümün ve hayatın yaratıldığını ifade eden 2. âyetle irtibatı olup, bu dünyada Allah'a isyan edenlerin öte dünyada çekecekleri cezayı, O'na karşı saygılı olup günah işlemekten korunanların elde edecekleri ödülleri açıklamaktadır. 6-8. âyetlerdeki tasvirler cezanın ne derece şiddetli olduğunu daha iyi hissettirme amacına yöneliktir. 8. âyette "uyarıcı" diye çevirdiğimiz nezîrden maksat peygamberdir İbn Âşûr, XXIX, 25. Âyette dünyada peygamberin çağrısına ve uyarılarına kulak tıkayıp inkâr ve isyanlarını sürdürmekte direnenlere, yarın kıyamet gününde, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorulacağını bildiren ifade aslında yaşayanlar için bir uyarıdır. 9-11. âyetler o gün iş işten geçtikten sonra değil, fakat bugün fırsat eldeyken o uyarıya kulak vermek, yani peygamberi tanımak, ayrıca Allah'ın insanlığa büyük lutfu olan aklı ve diğer bilgi imkânlarını da kullanarak hak ve hidayet yolunu bulmak gerektiğine, ebedî kurtuluşun ancak bu sayede kazanılabileceğine işaret etmektedir. 12. âyet ise müminlerin nâil olacağı uhrevî mutluluğun veciz bir Suresi 13. ve 14. Ayetler Arası Tefsiri Bu dünyada günah işleyenler, ya kendilerini görüp gözeten Allah'ın varlığına inanmıyor veya inanmakla birlikte dünyevî hırs ve menfaatleri, nefsânî arzuları yüzünden gaflete dalıp sorumluluklarını unutuyorlar. İşte bu âyetlerde inkârcılara ve gafillere Allah'ın gizlisiyle açığıyla her şeyi kuşatan ilmi hatırlatılmakta, kendilerinden hayatlarını buna göre düzenlemeleri Suresi 15. Ayet Tefsiri Cenâb-ı Allah, kendisinin güç ve kudretini gösteren delilleri bir defa daha gözler önüne sermekte; yerkürenin yaratılması, her türlü nimet ve imkânlarla donatılarak üzerinde yaşanılır hale getirilmesinin, sonsuz bir gücün varlığını ve birliğini gösterdiğine dikkat çekmektedir. "Üzeri" diye çevirdiğimiz menâkibihâ tamlamasındaki menâkib kelimesi, "omuz" anlamına gelen menkibin çoğulu olup mecaz olarak yeryüzündeki yolları, köşe bucak ve dağları ifade eder Şevkânî, V, 301-302. Yüce Allah, bu nimetleri kulları için yarattığını bildirerek onlara yeryüzünde dolaşmalarını, yarattığı rızıklardan yiyip içmelerini istemiş; arkasından "Dönüş yalnız Allah'adır" buyurmak suretiyle insanların dünya nimetleri ve zevklerine dalarak kendi varlığını, sonsuz kudretini ve âhiret hayatını unutmamaları gerektiği, zira her nimetin bir sorumluluğu olduğu mesajını Suresi 16. ve 18. Ayetler Arası Tefsiri Müfessirler "gökte olan"dan maksadın kim veya ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir 1. Bundan maksat Allah'tır; ancak bu mecazi bir anlatım olup maksat O'nun yüceliğini ve gücünün sonsuzluğunu vurgulamaktır. Allah mutlak mânada yücedir, sonsuz ve sınırsızdır, zamanda ve mekânda olanlar ise sınırlıdır ve Allah bu sınırlamalardan münezzehtir. 2. Maksat gökteki meleklerdir. Onlar Allah'ın emriyle yeryüzüne inerek kendilerine verilen görevleri yerine getirirler. 3. Maksat, Allah'ın gökten inen azabıdır. Allah'ın rahmeti ve nimeti nasıl gökten iniyorsa O'nun azabı da inkârcı ve isyankârların başına gökten iner daha geniş bilgi için bk. Râzî, XXX, 69-70; Elmalılı, VII, 5232 vd.; İbn Âşûr, XXIX, 33. Bize göre burada geçen "gök" kelimesiyle, fizikî evrenin gökleri değil, madde ötesi, yüce olan varlık düzeyi kastedilmiş âyette belirtilen imkânların iyi değerlendirilmesi gerektiği yönünde ikazlar içeren bu âyetlerde insanların, yeryüzündeki nimetlerden yararlanırken azgınlık ve taşkınlık göstermemeleri gerektiğine, aksi takdirde yeryüzünde şiddetli felâketlerin, yıkımların vuku bulacağına, böylece Allah'ın gönderdiği uyarıcıyı peygamber, onun uyarılarını önemsemeyenlerin şiddetle cezalandırılacaklarına dikkat çekilmektedir. Nitekim 18. âyette de geçmişte gerçekleri yalan sayanların bu şekilde cezalandırıldığı hatırlatılmaktadır krş. Kasas 28/81; Hâkka 69/6-8.Mülk Suresi 19. ve 21. Ayetler Arası Tefsiri Yüce Allah'ın başka bir eseri olan kuşların uçma yeteneğine işaret edilerek Allah'ın kudretinin bir işareti daha gözler önüne serilmektedir. Yer çekimine rağmen kuşların gökyüzünde kanat çırparak uçması ve süzülmesi, her gün gördüğümüz için önemini gözden kaçırdığımız, gerçekte ise Allah'ın sanat ve kudretini gösteren hârika olaylardandır. Kuşlara bu yeteneği veren Allah'tır. Burada Allah'ın merhametini yansıtan rahmân isminin kullanılmış olması, O'nun mahlûkata merhametle muamele ettiğini, varlık düzeninin O'nun rahmetinden bir yansıma olduğunu ima eder. 21. âyetlerde rızık olarak anılan nimetler de rahmân isminin sürekli tecellisi olup bu tecelli bir an kesilecek olsa hayatın bütünüyle yok olacağına dikkat Suresi 22. Ayet Tefsiri Şeytanlara uyarak, mânevî körlük içinde bâtıl yollarda giden inkârcı nankör ile hak yolda yürüyen mümin temsilî olarak karşılaştırılmakta, bunlardan hangisinin hedefine daha güvenli olarak ve şaşmadan ulaşacağı soru-cevap yöntemiyle Suresi 23. ve 24. Ayetler Arası Tefsiri kısaca bilgiler sizlerle. Aşağıdan haberimizi okumaya devam hiçbir bilgiye sahip olmayan insana bilgi vasıtalarından kulaklar, gözler ve kalpler akıllar verildiğinin hatırlatılması, insanın en değerli ve ayırıcı niteliğinin gözlem ve düşünme kapasitesi olduğuna ve bu nimetleri verene şükretmek gerektiğine işaret eder. Bu nimetler aynı zamanda Allah'ın eşsiz sanatını ve sonsuz kudretini göstermesi bakımından da önemlidir. Muhatabın sağduyusuna hitap edilerek onun yanlış inanç ve tutumlardan kurtulması, Allah'ın varlığına ve birliğine iman etmesi istenmektedir. Allah Teâlâ'nın sonsuz kudretini gösteren delillerden biri de insanoğlunun yeryüzünde yaratılması, türetilmesi ve çoğaltılmasıdır. Onları bu şekilde türetip yeryüzüne yayma gücüne sahip olan Allah, öldükten sonra dirilterek huzurunda toplamaya da kadirdir. Nitekim 24. âyetin son cümlesinde, "Sadece O'nun huzurunda gelip toplanacaksınız" ifadesiyle buna işaret edilmiştir bu âyetlerin tefsiri için ayrıca bk. Nahil 16/78; Mü'minûn 23/78-79.Mülk Suresi 25. ve 27. Ayetler Arası Tefsiri Bir önceki âyette insanların kıyamet gününde Allah'ın huzurunda toplanacakları haber verilince inkârcılar öğrenmek için değil, Hz. Peygamber'le alay etmek maksadıyla bu olayın ne zaman gerçekleşeceğini sormuşlardı. Devamındaki âyette bu soruya Hz. Peygamber'in nasıl cevap vermesi gerektiği bildirilmektedir. 27. âyette de inkârcıların âhirette azabı gördüklerindeki halleri anlatılmakta, inanmadıkları âhiret azabını ve kıyametin korkunç olaylarını yakından gördükleri zaman yüzlerinde meydana gelen üzüntü belirtileri ve psikolojik çöküntü tasvir edilmekte veya –bizim tercih ettiğimiz meâle göre– inkârcıların yüzlerinin kara çıkacağı ve mahcup olacakları bildirilmektedir. İşte inkârcılar, dünyada inkâr ettikleri ve alay ederek gelmesini istedikleri azabın bu azap olduğunu ya kendi aralarında konuşurlar veya melekler tarafından onlara Suresi 28. ve 29. Ayetler Arası Tefsiri Müşrikler Hz. Peygamber'in ölümünü istiyor ve bunu açık bir şekilde dile getirmekten de çekinmiyorlardı bk. Tûr 52/30-31. Hatta onu öldürmek için tuzak kuruyor bk. Enfâl 8/30, böylece ondan ve getirdiği dinden kurtulacaklarını sanıyorlardı. İşte bu âyetler onların niyet ve beklentilerine bir cevap olmak üzere inmiştir bk. Râzî, XXX, 76. 28. âyette Hz. Peygamber'in varlığına son verilmesinin veya ölümünün ertelenmesinin müşrikler için herhangi bir fayda sağlamayacağı, kendilerine verilecek elem verici cezayı önleyecek bir gücün de asla bulunmadığı ifade edilmiştir. Âyette ayrıca hayatın ilâhî bir rahmet olduğuna, Hz. Peygamber'in de eceli geldiğinde öleceğine işaret edilmektedir İbn Âşûr, XXIX, 51-52. 29. âyette ise müminlerin inandıkları ve güvendikleri Tanrı'nın esasen müşriklerce de bilinen ve rahmân ismiyle anılan yüce Allah olduğu belirtilmiş, bu gerçeğin kendilerine tebliğ edilmesi Hz. Peygamber'e Suresi 30. Ayet Tefsiri Allah'ın kudretini, lutufkârlığını yeniden hatırlatan bu âyet 15 ve 21. âyetlerle bağlantılı olup kuvvetli ihtimalle Hz. Peygamber ile müşrikler arasında geçen bir tartışmanın sonucu olarak onlara yöneltilmiş eleştiri ve uyarı amaçlı bir sorudur. 15. âyette Allah'ın yeryüzünü kullanışlı hale getirdiği ifade edildikten sonra insanlardan O'nun yarattığı rızıklardan yararlanmaları istenmiş; 21. âyette de rızkın Allah'a ait olduğu, O verdiği rızkı kestiği takdirde rızık verecek birinin asla bulunmayacağı bildirilmişti. Burada da rızıkların en önemlisi ve hayatın ana unsuru olan suyun yerin derinliklerine çekilmesi halinde Allah'tan başka yeryüzünde su yaratacak bir gücün bulunmadığına işaret edilerek, böylesine eşsiz kudretin sahibi yüce Allah'ı bırakıp da bâtıl tanrılara tapanlar, ne kadar yanlış bir yolda oldukları üzerinde düşünmeye çağrılmaktadır. Münir Karaloğlu Kuran ı Kerim Dini bilgiler Arapça Mevla sure Haberler Tebareke Mülk suresi kaç ayettir? Tebareke Mülk suresi ne anlatıyor? Tebareke suresi Arapça, Türkçe okunuşu ve meali. Mülk suresinin Tebareke fazileti nedir? Tebareke suresi ne zaman ve nerede indirilmiştir? Tebareke suresi Arapça oku, dinle ve Tebareke suresi hakkında bilinmesi gereken herşey…Mülk sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 30 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen اَلْمُلْكُ mülk kelimesinden alır. تَبَارَكَ tebâreke kelimesiyle başladığı için, Tebareke Suresi diye de isimlendirilmiştir. Ayrıca sûre, kendisini okuyanları kabir azabından koruduğu yönündeki bir rivayetten hareketle اَلْوَاقِيَةُ Vâkiye koruyucu, اَلْمُنْجِيَةُ Münciye kurtarıcı, اَلْمَانِعَةُ Mânia engelelyici ve اَلْمُجَادِلَةُ Mücâdile savunucu isimleriyle de anılır. Kur’ân-ı Kerîm’in bu sûreyle başlayan 29. cüzü, “Tebâreke cüzü” olarak bilinir. Mushaf tertîbine göre 67, nüzûl sırasına göre ise 77. sûredir. Resûlullah Mülk sûresinin faziletiyle ilgili şöyle buyurmuştur “Kur’ân-ı Kerîm’de otuz âyetlik bir sûre vardır ki, okuyan kimseye şefaat eder ve onun günahı bağışlanır. Bu sûre Tebârekellezî bi-yedihi’l-mülk’tür.” Ebû Dâvûd, Ramazan 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 “Mülk sûresi kabir azabına karşı bir engel ve bir kurtarıcıdır, insanı kabir azabından kurtarır.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 Tebareke Mülk suresi hakkında metnimizde sizler için hazırladıklarımız Tebareke Mülk Suresi Dinle Fatih Çollak Hocaefendi Tebareke Suresi Arapça Oku Tebareke Suresi Türkçe Okunuşu Tebareke Mülk Suresi Meali Tebareke Suresinin Fazileti ve Okumanın Faydaları Tebareke Suresinin Konusu Nedir? Mülk Tebareke Suresi’nin Tefsiri Yasin Suresi, Amme Suresi, Fetih Suresi, Vakıa Suresi, Ayetel Kürsi, Amenerrasulü ve Namaz Sureleri TEBAREKE SURESİ SURESİ ARAPÇA DİNLE TAKİP ET – FATİH ÇOLLAK HOCA MÜLK SURESİ TEBAREKE SURESİ ARAPÇA OKU Mülk Tebareke Suresi 1. Sayfa Mülk Tebareke Suresi 2. Sayfa Mülk Tebareke Suresi 3. Sayfa TEBAREKE MÜLK SURESİ TÜRKÇE OKU* *Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için aramalarda çıkmak için sitemize eklenmiştir. Bismillahirrahmanirrahim 1. Tebârakellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey’in kadîrkadîrun. 2. Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâamelen, ve huvel azî zul gafûrgafûru. 3. Ellezî halaka seb'a semâvâtin tibâkâtibâkan, mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvuttefâvutin, ferciıl basara hel terâ min futûrfutûrin. 4. Summerciıl basara kerrateyni yenkalib ileykel basaru hâsien ve huve hasîrhasîrun. 5. Ve lekad zeyyennâs semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a’tednâ lehum azâbes saîrsaîri. 6. Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennemcehenneme, ve bi’sel masîrmasîru. 7. İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûrtefûru. 8. Tekâdu temeyyezu minel gayzgayzi, kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîrnezîrun. 9. Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey-in in entum illâ fî dalâlin kebîrkebîrin. 10. Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîrsaîri. 11. Fa’terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîrsaîri. 12. İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîrkebîrun. 13. Ve esirrû kavlekum evicherû bihî, innehu alîmun bi zâtis sudûrsudûri. 14. E lâ ya’lemu men halaka, ve huvel latîful habîrhabîru. 15. Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhî, ve ileyhin nuşûrnuşûru. 16. E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûrtemûru. 17. Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâhâsiben fe se ta’lemûne keyfe nezîrnezîri. 18. Ve lekad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîrnekîri. 19. E ve lem yerav ilât tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdne, mâ yumsikuhunne illâr rahmânrahmânu, innehu bi kulli şey’in basîrbasîrun. 20. Em men hâzâllezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir rahmânrahmâni, inil kâfirûne illâ fî gurûrgurûrın. 21. Em men hâzâllezî yerzukukum in emseke rızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûrnufûrın. 22. E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ em men yemşî seviyyen alâ sırâtın mustakîmmustakîmin. 23. Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem’a vel ebsâra vel ef’idete, kalîlen mâ teşkurûnteşkurûne. 24. Kul huvellezî zeraekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûntuhşerûne. 25. Ve yekûlûne metâ hâzâl va’du in kuntum sâdikînsâdikîne. 26. Kul innemâl ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubînmubînun. 27. Fe lemmâ raevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzâllezî kuntum bihî teddeûnteddeûne. 28. Kul e raeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîmelîmin. 29. Kul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta’lemûne men huve fî dalâlin mubînmubînin. 30. Kul e raeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye’tîkum bi mâin maînmaînin. MÜLK SURESİ TEBAREKE MEALİ Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla 1. Kâinatın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti elinde bulunan Allah yüceler yücesi, bütün iyilik ve bereketlerin kaynağıdır. O’nun her şeye gücü yeter. 2. O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur. 3. Yedi kat göğü birbiriyle uyum içinde tabaka tabaka yaratan O’dur. Rahmân’ın yaratmasında hiçbir düzensizlik göremezsin. Haydi, çevir gözünü de bak, bir kusur, bir çatlaklık görebilecek misin? 4. Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak. Göz, aradığı kusuru bulamamanın ezikliği ve bitkinliği içinde sana geri dönecektir. 5. Biz yere en yakın olan göğü kandillerle süsledik. O kandilleri şeytanlara atılan birer mermi yaptık; onlara bir de alevli ateş azabı hazırladık. 6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Gidilecek ne kötü bir yerdir orası! 7. Oraya atıldıklarında, cehennemin onları yutmak için homurtu­larla nasıl içine doğru nefes alıp, uğuldaya uğuldaya kaynadı­ğını işitirler. 8. Kâfirlere öfkesinden neredeyse çatlayacak! Her bir bölük oraya atıldıkça cehennem bekçileri onlara “Allah’ın azabından sakındıran bir uyarıcı size gelmemiş miydi?” diye sorarlar. 9. Şöyle cevap verirler “Evet, bize bir uyarıcı geldi. Fakat biz onu yalanladık ve onlara Allah’ın bir şey indirdiği falan yok; siz ancak büyük bir sapıklık ve şaşkınlık içindesiniz» dedik.” 10. Sonra şöyle hayıflanırlar “Eğer uyarılara kulak vermiş veya aklımızı kullanıp gerçekler üzerinde düşünmüş olsaydık, şimdi şu çılgın alevli ateşin yoldaşları arasında bulunmazdık!” 11. Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık Allah’ın rahmetinden uzak olsun o çılgın ateş mahkûmları! 12. Buna karşılık, duyu ve idrak sınırlarının ötesinde bulunan Rab­lerine karşı kalpleri saygı ve ürpertiyle dolu olanlara gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır. 13. Söylemek istediğinizi ister içinizde gizleyin, ister açığa vurun hiç fark etmez. Çünkü O, göğüslerde saklanan en gizli düşünceleri bile tam olarak bilir. 14. Yaratan yarattığını bilmez olur mu hiç? İlmi her şeyin bütün inceliklerine kadar nüfûz eden ve her şeyden hakkiyle haberdar olan yalnız O’dur. 15. O Allah ki, yeryüzünü sizin için uysal bir binek hâline getirmiştir. Öyleyse onun omuzları üzerinde rahatça dolaşın ve Allah’ın sizin için hazırladığı nimetlerden faydalanın. Ama sonunda O’nun huzurunda toplanacağınız unutmayın! 16. Gökte olan zâtın, sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? Bir de bakarsınız, yer çalkalanıp duruyor! 17. Yahut gökte olanın, üzerinize taş yağdıran bir kasırga göndermeyeceğinden emin mi oldunuz? Siz, benim tehdidimin nasıl bir şey olduğunu yakında bileceksiniz! Allah Teâlâ zaman ve mekandan münezzeh olup, ilmi ve kudretiyle her yerdedir. O’nun hâkimiyet ve tasarrufunun dışında kalan hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla bu âyetlerde “gökteki” sözü ile Cenâb-ı Hak kastedilmekle birlikte bu mecâzi bir ifadedir. Bu ifade, O’nun yüceliğini ve kudretinin sonsuzluğunu vurgular. Allah mutlak mânada yücedir, sonsuz ve sınırsızdır. Zaman ve mekanla kayıtlı olanlar sınırlı olduğu halde Allah Teâlâ bu sınırlamalardan pak ve uzaktır. 16. ve 17. ayetlerin tefsiri - Prof. Dr. Ömer Çelik Tefsiri 18. Gerçek şu ki, bunlardan öncekiler de âyetlerimi ve peygamber­lerimi yalanlamışlardı. Fakat beni inkâr etmenin âkibeti neymiş, gördüler! 19. Üzerlerinde kanatlarını aça kapaya uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları havada tutan Rahmân’dan başkası değildir. Şüphesiz O, her şeyi hakkiyle görmektedir. 20. Size Rahmân’dan başka yardım edip sizi O’nun azabından kurtaracak ordunuz hangisi? Doğrusu kâfirler, büyük bir yanılgı ve tam bir aldanmışlık içindeler. 21. Eğer Rahmân size verdiği rızkı kesiverecek olsa, o zaman sizi rızıklandıracak olan hani kim? Gerçek şu ki onlar azgınlık içinde ve haktan uzaklaşmakta direnip duruyorlar. 22. Düşünün bakalım; yüzüstü kapanarak sürünen mi emniyet içinde ve sapmadan yol alıp hedefine ulaşır, yoksa doğrudan hedefe götüren dümdüz bir yol üzerinde hiç sapmadan dimdik yürüyen mi? 23. De ki “Sizi yaratan, size kulaklar, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne de az şükrediyorsunuz?” 24. De ki “Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan da O’dur. En sonunda diriltilip yine O’nun huzurunda toplanacaksınız!” 25. Buna rağmen hâlâ “Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdit edip durduğunuz kıyâmet ne zaman gerçekleşecek?” diye alay ediyorlar. 26. De ki “Onun bilgisi, sadece Allah katındadır. Ben ise apaçık bir uyarıcıyım!” 27. Nihâyet kıyâmeti yakından gördüklerinde inkâr edenlerin yüzleri korku ve kederden simsiyah kesilir. Onlara “Alay ederek küs­tahça isteyip durduğunuz şey işte bu!” denilir. 28. De ki “Allah beni ve beraberimdeki mü’minleri helâk etse veya bize merhamet etse, bu O’nun bileceği bir iştir. Peki, söyler misiniz bana, ya kâfirleri can yakıcı azaptan kim kurtaracak?” 29. De ki “O Rahmân’dır; O’na inandık ve yalnız O’na güvenip dayandık. Bu sebeple, kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında siz de öğreneceksiniz!” 30. De ki “Söyleyin bana Eğer suyunuz yerin dibine çekiliverse, size kaynağından akıp duran yeni ve tatlı bir suyu kim getirebilir?” TEBAREKE SURESİNİN FAZİLETİ VE OKUMANIN FAYDALARI Resûlullah Mülk sûresinin faziletiyle ilgili şöyle buyurmuştur “Kur’ân-ı Kerîm’de otuz âyetlik bir sûre vardır ki, okuyan kimseye şefaat eder ve onun günahı bağışlanır. Bu sûre Tebârekellezî bi-yedihi’l-mülk’tür.” Ebû Dâvûd, Ramazan 10; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 “Mülk sûresi kabir azabına karşı bir engel ve bir kurtarıcıdır, insanı kabir azabından kurtarır.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 Peygamberimiz 32. sûre olan Secde sûresiyle beraber bu Mülk sûresini okumadan istirahata çekilmezdi. Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 9 TEBAREKE SURESİNİN NUZULÜ VE KONUSU NEDİR? Mushaftaki sıralamada altmış yedinci, iniş sırasına göre yetmiş yedinci sûredir. Tûr sûresinden sonra, Hâkka sûresinden önce Mekke’de nâzil olmuştur. Konusu, Allah Teâlâ’nın yüceliğini ve üstün kudretini zikrederek başlayan sûre, ölüm ve hayatın hikmetini bildirir. Cenâb-ı Hakk’ın kâinatta tecellî eden kudret delillerine dikkat çekerek, O’nun insanları yeniden dirilteceğini, dolayısıyla inananların mükâfat görüp, kâfirlerin cezalandırılacağını haber verir. MÜLK SURESİNİN TEBAREKE TEFSİRİ 1. Kâinatın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti elinde bulunan Allah yüceler yücesi, bütün iyilik ve bereketlerin kaynağıdır. O’nun her şeye gücü yeter. Allah Teâlâ, çok mübârektir. Yani nihâyetsiz bir azamet ve kudret sahibidir. Sıfat ve fiilleri itibariyle herkesten üstündür. Tüm iyiliklerin ve bereketlerin kaynağıdır. Ezelî ve ebedî kemâlâta sahip tek zattır. Bütün kâinatın hâkimiyeti, saltanatı ve hükümdarlığı O’nun kudret elindedir. Dilediğini yüceltir, dilediğini zelil kılar. Dilediğini öldürür, dilediğini diriltir. Dilediğini zengin eder, dilediğini fakir kılar. Ölümü ve hayatı yaratan da O’dur. Yalnız bunları hikmetsiz ve boş yere değil, dünyada insanları imtihan etmek için takdir buyurmuştur. İmtihanın maksadı ise, ömrünü ve kendisine sunulan imkânları en doğru bir şekilde kullanarak en güzel amelleri kimin işleyebileceğini ortaya çıkarmaktır. İmtihanı yapan Allah Teâlâ olduğuna göre, sorulan soruların mâhiyetini ve bunlara verilecek cevapların doğruluğunu en iyi bilen de O’dur. O halde kulun bu imtihanda başarılı olabilmesi için, Allah katında neyin iyi neyin kötü, hangi amelin makbul hangi amelin merdut olduğunu bilmesi ve ona göre davranması gerekir. Ayrıca çıkan sonuca göre bir mükâfat veya ceza olmasa, imtihanın bir anlamı kalmaz. Demek ki Cenâb-ı Hak imtihanın müspet ya da menfi neticesine göre kullarına bir karşılık verecektir. O, bunu yapmaya muktedirdir; kimse O’nu yapacağı bir işten engelleme gücüne sahip değildir. Ancak henüz imtihan süresi bitmeden kötülükten vazgeçip tevbe edenler için de O, sonsuz bağışlayıcı bir Rabdir. O sonsuz kudret ve sınırsız merhamet sahibi Rab ki 2. O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur. Allah Teâlâ, çok mübârektir. Yani nihâyetsiz bir azamet ve kudret sahibidir. Sıfat ve fiilleri itibariyle herkesten üstündür. Tüm iyiliklerin ve bereketlerin kaynağıdır. Ezelî ve ebedî kemâlâta sahip tek zattır. Bütün kâinatın hâkimiyeti, saltanatı ve hükümdarlığı O’nun kudret elindedir. Dilediğini yüceltir, dilediğini zelil kılar. Dilediğini öldürür, dilediğini diriltir. Dilediğini zengin eder, dilediğini fakir kılar. Ölümü ve hayatı yaratan da O’dur. Yalnız bunları hikmetsiz ve boş yere değil, dünyada insanları imtihan etmek için takdir buyurmuştur. İmtihanın maksadı ise, ömrünü ve kendisine sunulan imkânları en doğru bir şekilde kullanarak en güzel amelleri kimin işleyebileceğini ortaya çıkarmaktır. İmtihanı yapan Allah Teâlâ olduğuna göre, sorulan soruların mâhiyetini ve bunlara verilecek cevapların doğruluğunu en iyi bilen de O’dur. O halde kulun bu imtihanda başarılı olabilmesi için, Allah katında neyin iyi neyin kötü, hangi amelin makbul hangi amelin merdut olduğunu bilmesi ve ona göre davranması gerekir. Ayrıca çıkan sonuca göre bir mükâfat veya ceza olmasa, imtihanın bir anlamı kalmaz. Demek ki Cenâb-ı Hak imtihanın müspet ya da menfi neticesine göre kullarına bir karşılık verecektir. O, bunu yapmaya muktedirdir; kimse O’nu yapacağı bir işten engelleme gücüne sahip değildir. Ancak henüz imtihan süresi bitmeden kötülükten vazgeçip tevbe edenler için de O, sonsuz bağışlayıcı bir Rabdir. O sonsuz kudret ve sınırsız merhamet sahibi Rab ki 3. Yedi kat göğü birbiriyle uyum içinde tabaka tabaka yaratan O’dur. Rahmân’ın yaratmasında hiçbir düzensizlik göremezsin. Haydi, çevir gözünü de bak, bir kusur, bir çatlaklık görebilecek misin? 4. Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak. Göz, aradığı kusuru bulamamanın ezikliği ve bitkinliği içinde sana geri dönecektir. Mülk Suresi tefsirinin Prof. Dr. Ömer Çelik tamamı için tıklayınız... SURELER- AYETEL KÜRSİ – AMENARRASULÜ – NAMAZ SURELERİ AYETEL KÜRSİ’NİN OKUNUŞU, ANLAMI VE TEFSİRİ AMENERRASULÜ’NÜN OKUNUŞU, ARAPÇASI VE FAZİLETİ NAMAZ SURELERİNİN SIRASI İLE OKUNUŞU AMME SURESİ ARAPÇA TÜRKÇE OKUNUŞU VE MEALİ VAKIA SURESİ ARAPÇA TÜRKÇE OKUNUŞU VE MEALİ KURAN ÖĞRENMEK İSTİYORUM MÜSLÜMANIN KUR’AN-I KERİM ÖĞRENMESİ FARZ MIDIR? İslam ve İhsan İmamı Kurtubî Hazretleri, şöyle buyurmuştur “Bir kimse, çok önemli bir işinin veya önemli bir dileğinin gerçekleşmesini, ya da üzerinde devam edip duran büyük bir belanın üzerinden çekilip gitmesi kalkması için “Salât-i Tefriciye”yi 4444 defa okuyup, bu mübarek Salât-ü Selâm ile Yüce Peygamberimiz’i vesile edinse, hiç şüphe ve tereddüt yoktur ki, Yüce Allah, okulunun istek ve muradının olması için hayırlı bir sebeb yaratır ve ona muradını verir.”

yasin tebareke amme arapça yazılışı