yalnız kalmak istiyorum diyen kadın
Site De Rencontre Sans Inscription Et Gratuit. "İnsanlardan kaçıyorum sürekli yalnız kalmak istiyorum kendimi diğer insanlarla konuşunca sanki arkamdan benim hakkımda gülüp konuşuyorlar gibi geliyor." Üsküdar Üniversitesi NPSUAM Feneryolu Polikliniği'nden Prof. Dr. Orhan Doğan, ruh sağlığınızla ilgili sorularınızı cevaplandırıyor… DEPRESYONLA İLGİLİ HER TÜRLÜ BİLGİ İÇİN TIKLAYIN... CİNSEL SORUNLARINIZ MI VAR? ÇÖZÜN... TAKINTILARINIZI YENEBİLİRSİNİZ... KİŞİLİK BOZUKLUKLARI İLE İLGİLİ BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYIN... ALKOL VE MADDE BAĞIMLILIĞINIZ VARSA ÜZÜLMEYİN, KURTULABİLİRSİNİZ'... CİNSEL SAĞLIKLA İLGİLİ HER TÜRLÜ BİLGİYİ ÖĞRENİN.. SORU İnsanlardan kaçıyorum sürekli yalnız kalmak istiyorum kendimi diğer insanlarla konuşunca sanki arkamdan benim hakkımda gülüp konuşuyorlar gibi geliyor. CEVAP İnsan ilişkilerinin olmaması veya bozuk olması ruhsal ve sosyal yönden bir denge bozukluğunun belirtisi olabilir. Kimi zaman kendimize ve diğer insanlara güvensizlik, onlardan uzaklaşmanın nedeni olabilir. Durumunuzu bu yönlerden değerlendirmeniz ve gerekirse, bir psikiyatriste başvurmanız uygun olur. SORU Benim sorunum tahammülsüzlük. İki kız annesiyim. Çocuklarım 6 ve 8 yaşlarında. İşten eve geldiğimde bazen içimde bir huzursuzluk, sinirlilik, daraltı oluyor. O anda çocukların seslerine bile tahammül edemiyorum. CEVAP İnsanlar günlük yaşamın, iş stresinin, kimi zaman da kişilik özelliklerinin etkisiyle tahammülsüz olabilir. Titizlik özellikleri belirgin olan kişilerde de bu tür bir belirti görülebilir seslere tahammül edememe. Siz de çok fazla yüklendiğinizi hissediyorsanız, dinlenmekle bu durumun geçeceği söylenebilir. Bu durumu sık sık yaşıyorsanız, bir psikiyatriste başvurabilirsiniz. SORU 6 aydan beri dişlerimi gıcırdatmaya başladım. Problemin psikolojik olması ihtimalide varmış sebebleri nedendir acaba? CEVAP Diş gıcırdatma çenenin yapısındaki bozukluklara ve strese bağlı olabilir. Yapısal bozukluğa bağlı olması, kabaca hep olması anlamına gelir. Sizinki altı aydır olduğu için stres, aşırı sıkıntı gibi durumlar buna neden olmuş olabilir. SORU SORMAK İÇİN TIKLAYIN… İNSANLARDAN KAÇIYORUM, SÜREKLİ YALNIZ KALMAK İSTİYORUM KENDİMİ ÇOK KÖTÜ HİSSEDİYORUM ERKEK ARKADAŞIMIN AİLESİ BENİ İSTEMİYOR DİĞER SORU VE CEVAPLARI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...3. BÖLÜM DİĞER SORU VE CEVAPLARI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN..2. BÖLÜM DİĞER SORU VE CEVAPLARI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...1. BÖLÜM Yayınlanma Tarihi 13 Ağustos 2012 Pazartesi, 0739 Güncelleme Tarihi 04 Aralık 2013 Çarşamba, 1924
Ece ÜREMEZOluşturulma Tarihi Aralık 15, 2015 1539“Yalnızlık paylaşılsa yalnızlık olmazdı” demiş Özdemir Asaf. Siz de bu sözün içine büyük bir ustalıkla gizlenmiş olan yalnızlığa övgü’yü hissettiniz mi? İşte, bu ironi içinde savrulurken kendime şu soruyu sorduğumu fark ettim; yalnızlık bir seçim olabilir miydi? En son söyleyeceğimi en baştan söyleyeyim; mutluluğun formülü bile hayat koşturması içinde uğraşılan sorunlar bir kenara dursun işin içinde yalnızlık varsa her şey bir tarafa atılıyor, kırmızı alarm veriliyor. Zira yalnızlık, içinde olduğumuz çağın önünde tıpkı bir buz dağı gibi soğuk silüetiyle dikilip duruyor. Ancak bu kez yalnızlığa meydan okuyan bir yazı değil aksine yalnızlığa davetiye çıkarttığımız bir yazıyı kaleme alıyoruz. Çünkü yalnızlığı özellikle seçenler, her geçen gün bu sayede mutluluğun sırrını bulduklarına dair ortaya attıkları iddialarla savlarını daha da güçlendiriyorlar. Konu yalnızlık olduğunda esasında yol ikiye ayrılıyor; ya soldan gitmeyi seçip, kendimizi günümüz şartlarına, dolayısıyla kaderin bir oyununa kurban gittiğimize inandırabiliriz ya da sağdan devam edip bunun tamamen kendi tercihimiz olduğuna inanabiliriz. Biz bu kez sağdan gideceğiz ve iç sesimizin bizi nasıl görünmez bir el gibi yalnızlığa yönlendirdiğine tanık bir gerçek; yalnızlığı seçmiş insanlar her ne kadar, Hayatıma birini almak istiyorum’ deseler de, yalnız geçirdikleri her gün kendi yalnızlıklarına biraz daha ikna olmaktalar. Bu gerçeği yüksek sesle itiraf etmek ise işin en zor tarafı aslında. Ben bu itirafı yalnızlığın negatif çağrışımını silmeyi ve bu seçimin benim kontrolümde olduğunu anladığım zaman yapabildim. Yalnız olmanın iradenizle doğru orantılı olduğunun farkına vardığınız an yalnızlığın bir seçimden ibaret olduğunu da hayretle göreceksiniz. Peki, insanı yalnızlığa ne iter?Emsey Hospital’dan Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca; “Kişinin psikolojik durumu, karakteri, ekonomik şartları, arkadaşları, cinsiyeti, aile yapısı, yetişme tarzı, öğrenim durumu gibi çeşitli faktörler hayata bakış açısını belirler. Bu bakış açısı da kişide yalnızlık hissinin oluşmasında etkendir. Cinsiyet farklılığı olmaksızın insanlar yalnız kaldıklarında mutlu olabilir. Mutluluk ve yalnızlık birbirlerine zıt kelimeler gibi görünse de, farklı zamanlarda aynı kişide görülebilir. Örneğin; sabah mutlu olan biri akşam yalnızlığı tercih edebilir. Çünkü yalnızlık kişinin sıkıntılarıyla baş başa kalmasını sağlar. Kendimize soramadığımız pek çok sorunun cevabını almamıza, itiraf edemediklerimizi kendimize anlatmamıza yardımcı olur. Ertelemeyip yüzleşebildiğimiz birçok sorun da üstümüzden bir yük kalkmasını sağlar. Aşırıya kaçmamak kaydıyla yalnızlık insanı rahatlatabilen bir çıkış yolu” yalnızlık bir hak değil bir ayrıcalıktır. Bu yüzden seçilmiş yalnızlıktır. Çünkü yalnızlığın bir insana kattığı artıları, tabiri caizse ki bence caiz, bu işi becerebilen’ bilir. Yalnızlığın tadına bir kez bakan için ise artık geri dönüş çok zordur. YALNIZ KALPLER KULÜBÜYalnızlık rüzgarına kapılanlar için aslında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, yani her şey kendi istedikleri gibi olacak. Çevrenize baktığınızda pek çok yalnız insanın, birinin sevgilisi ya da eşi olanlara göre daha mutlu gözüktüğünü fark edebilirsiniz. Gözükmekten öte gerçekten de mutludurlar çünkü onlar için hayat tek kişiliktir. Her şey kendi istedikleri düzende, zamanlamada ve çerçevede olur. Kimseye hesap vermek zorunda olmadıkları gibi kimseden bir beklentileri de biraz geriye gidersek, bu seçimi yapmalarının da bir nedeni olmalı değil mi? Bu nedenleri şöyle açıklıyor Psikiyatri Uzmanı Karaca; “İnsan bazen yalnız kalmak ister. Kişi kimi zaman muhasebe yapmak, düşünmek ve sorunlarla yüzleşmek ihtiyacı duyar. Bu durumda yalnız kalması tercihe bağlıdır, bozukluk olarak adlandırılamaz, hatta bir gereklilik olarak bile ifade edilebilir. Ancak bunu bilinçli ve farkında olarak yapmadığı zamanlarda psikolojik bir hastalığın işareti olabileceğini gözden kaçırmamak gerekir.” Anlayacağınız bu seçimin yapılmasında içe dönüşün oldukça etkili olduğunu söylemek mümkün. Bununla beraber dış etkenleri tamamen bir kenara atmak da mümkün değil. Peki içinde olduğumuz zaman dilimi yalnızlığın bir tercih olmasında ne denli rol oynuyor?Psikiyatri Uzmanı Karaca bu soruyu şöyle yanıtlıyor; “Gittikçe çoğalan nüfus, kendimizi daha da yalnız hissetmemize neden oluyor. Çalışma koşullarının zor olması, trafiğin günlük yaşamı zorlaştırması, bunlardan dolayı insanın kendisine zaman ayıramaması farkında olmadan insanı yalnızlığa itmekte. Bu yoğun tempolu geçen günlerde sosyal platform sayesinde ilişkilerimizi taze tuttuğumuzu zannediyoruz ancak internete bağımlı kaldığımızı ve bunun bizi daha çok yalnızlaştırdığının farkına varamıyoruz.” İç ya da dış etkenlerden dolayı da olsa şu bir gerçek ki; yalnızlığı yaşam biçimi olarak seçmiş kadınlar çoğalıyor. Bu noktada Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri de oldukça dikkat çekici. Türkiye’de yalnız yaşayanların sayısı son dokuz yılda toplamda 500 bin kişi artarak milyona ulaşmış. Bunların 790 bini ise yalnız yaşayan kadınların sayısı. Bir de bu rakama ailesiyle ya da arkadaşıyla birlikte yaşasa bile duygusal olarak yalnızlığı seçenleri eklersek Yalnız Kalpler Kulübü’nün kalabalık ahalisi karşısında şaşırmamak elde değil. YALNIZLIĞINA SAHİP ÇIK!Yalnızlığın maddi olduğu kadar manevi de bir kavram olduğunu söyleyen Psikiyatri Uzmanı Karaca, bu iki boyutun beden ve ruh olarak iç içe geçtiğinden söz ediyor. Bu gerçeğe rağmen yalnızlığın dayanılmaz hafifliği ise tartışılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. En basit haliyle, biriyle birlikteyken dahi rahatlamak ya da kafamızı toplamak istediğimizde hepimiz şu cümleyi kurmuyor muyuz Biraz yalnız kalmak istiyorum.’ Çünkü kalabalığa geri dönmeden önce kendinizle konuşabilmek için tek fırsat bu gözükür. Bu noktada daha net anlaşılmaktadır ki, yalnızlık kimsesizlik demek değil, sadece tek olmayı istemek. Bedenden ziyade ruhen yalnız kalmayı Atay ne güzel demiş; “Yalnızlığına iyi bak… Sahip çık! Kaç kişinin emeği var onda kim bilir?” İşin sırrı da burada gizli aslında, yalnızlığınıza iyi bakarsanız, karşılığında o da size iyi bakacak. Yalnızlıkla anlaşmanın yolunu bulduğunuz zaman kendinizi de bulacaksınız. Elbette, yalnızlık insan yaratılışına aykırı bir durumdur ama hayatınızın karar mekanizmasının merkezinde kendinizin olduğunu bilmek de bir çeşit güç demek. Bu güç ise bir çeşit bağımlılığı beraberinde getirmekte. Yalnız hayat bağımlısı olduğunuzda kendi mutluluk formüllerinizin de sahibi olursunuz. Yani mutlu olmak için illa bir başkasına ihtiyaç duymadığınızı anladığınız an hayat çok daha güzel görünecek. Çünkü bu yazıda bahsedilen yalnızlık tipi seçilmiş yalnızlık. Sorunlardan kaçmak için kullanılan ya da istenilmese de içinde sıkışıp kalınan yalnızlık hali böyle olunca, Yalnız olmak istiyorum çünkü…’ diye başlayan cümle şu kelimelerle doldurulmakta; Birine hesap vermek zorunda değilim’, Hayatımla ilgili kararları kendi başıma alabiliyorum’, Bir ilişkinin getireceği sorunlarla baş etmek zorunda kalmıyorum’, Bir ilişkiye ayıracak vaktim yok’, Bir başkasının sorumluluğunu taşımak istemiyorum’, Kariyerime daha çok odaklanmak istiyorum’, Kendi başıma ayakta durmak istiyorum’, Kendime vakit ayırmak her şeyden daha önemli’, Sadece kendim için yaşamak istiyorum.’u cümleleri okuduğunuzda seçilmiş yalnızlığı, korkaklığın, bencilliğin ya da kendine güvensizliğin hikayesi olarak yorumlamayın. Bunu yaşayanlar hayatlarını kendi istekleri doğrultusunda yaşayıp zevk almasını biliyor. Kendi dünyalarında fiziken yalnız gözükseler de ruhen mutlular. Yani meselenin özünde yine, insanlığın yüzyıllardır peşinde olduğu mutluluk arayışı yatıyor. Çünkü hepimiz en çok yalnız kaldığımızda kendimiz gibi oluyor, kim olduğumuzu hatırlıyoruz. Bizi en çok mutlu eden de bu oluyor esasında, kendini hatırlamak… Bu yüzden vazgeçemiyoruz yalnızlıktan, birini sokarsak hayatımıza biliyoruz ki kendimiz olmaktan çıkacağız, sevdikçe unutacağız, unuttukça mutsuz Uzmanı Karaca, konuya noktayı hepimize yol gösterecek bir tespit ve bir tavsiyeyle koyuyor “Bireyselleşmenin körüklendiği dünyada yalnızlık da kronikleşmeye başladı. Yalnızlık farkındalık olduğu sürece ve aşırıya kaçmamak kaydıyla insana doğru yolu gösterebilir.” Yalnızlığın da bir süresi olduğunu ve süre dolunca özerkliğini ilan etmiş bu bireysel ütopyayı acilen terk etmemiz gerektiğini aklımızda bir kadın yalnız kalmaz, yalnız olmayı tercih eder. BU İÇERİK TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR.
kalabalıklar içinde yalnızsa; güçsüzdür. çokluk çünkü başdöndürücüdür. kendi kalabalığında yalnızsa; yitiktir. lunaparkda kaybolmuş kendini arıyor gibidir, bulunca belki biraz de değilse de, yani "her şeye rağmen yalnız geldik bu dünyaya, yalnız gidiyoruz"a inandığından dolayı yalnızsa; ikoniktir biraz hayatı. gizli kalmış ve tanıdık bir şeyleri çağrıştırır durur hep yaşantısı. ve dönen kapılar gibidir kapıları. bazen bir iyiliğe açılmıyorken, bir kötülüğe kapanırlar, böylecedir işte çiftseldir anlamları. ama ne olursa olsun en azından kendi kalbinin efendisidirler, bu da bu işin avundurucu tarafı mı?. nasıl yalnızlaştığına ilişkin çok güzel bir özet yapılmış; aylin kotil imzası ile dolaşıyor internette. yazalım ki, uçmasın, sözlükte de bulunsun"güçlü kadınlar vardır, her işlerini kendileri halletmeye çalışan. anne babaları tarafından böyle yetiştirilen. onlar kendi paralarını kendileri kazanmak isterler. evdeki tüm tamirat,tadilat işlerinden anlarlar. bir erkeğe mecbur kalmadan da hayatlarını devam ettirebilirler. faturalarını kendileri yatırırlar. hemen hemen tüm işlerini kendileri yaparlar. hatta etraflarının yükünü de üstlenirler. özgürlüğü severler, dik durmayı da, güçlüdürler çünkü…aşık olduklarında hissederek yaşarlar. aşklarına kurallar koymadıkları gibi büyük beklentilere de girmezler. sevdiklerine problem gün çalışıp durduktan sonra, akşamları yorgun da olsalar sevgilileri buluşalım dediğinde, hemencecik hazırlanıp sevgililerinin onları evden almalarına gerek kalmadan, o her neredeyse onun olduğu yere zaman sevgililerinin ya da kocalarının haberi bile olmaz yaşadıkları sıkıntıdan,yansıtmazlar çünkü. para var mı, işyerinde sıkıntı mı oldu, birine canı mı sıkıldı, hiç bunlarla yormazlar birlikte oldukları erkeği. çünkü istemezler kimse onlara da bir bakarlar ki, bu kadar dik durmanın ve sorun çıkarmamanın karşılığında gerçekten de kimse onlara acımaz. bu durum zamanla gelenekselleşir ve acınmama ile sorun çıkarmama hali yaşam tarzına dönüşür. eskaza dayanamayıp sorunlarını paylaşmaya kalksalar, bu sefer de sorunlu kadın, kaprisli kadın, tahammül edilmez kadın damgasını yerler. bu yüzden de terk edildiklerinde bile hiç seslerini çıkarmaz bu güçlü kadınlar! terk eden erkek de bilir onun ne kadar güçlü olduğunu ve onsuz da yaşayabileceğini, içinde yaşadığı fırtınalardan bir dosttan, eşten, ya da tanıdıktan duyarlar ki onu terk eden gitmiş, erkeğe muhtaç yaşamak zorunda olan biriyle beraber olmaya başlamış. erkekler çok severler böyle kadınları. birinin ona muhtaç olduğunu görmek bir çok duygusunu okşar erkeğin. onlara kendini erkek gibi hissettirir! bu zayıf kadınlar erkeklere fatura filan yatıramazlar,anlamazlar çünkü. nerden yatırılır onu da bilmezler. ev ya da yemek alışverişi de yapmazlar, çünkü taşıyamazlar onca torbayı. hep yorgun olurlar, bütün gün spor salonları, kuaför, o mağaza, bu mağaza gezerler. akşama yemek yapmaya fırsat bulamazlar. akşam eşleri eve geldiğinde, "bugün nereye yemeğe gidelim" diye sorarlar. en kötü ihtimal dışardan yemek söylerler. zayıf kadınlar doğurdukları çocuğa bakacak gücü de kendilerinde bulamazlar, pamuklar içinde yaşamaya alışmışlardır bir kere. kendilerini hep altın tepsi içinde sunarlar. huysuzluk da ederler, ama bu erkeğin hoşuna gider, çünkü kadın ona muhtaçtır, söylenmeyen güçlü kadının aksine, hiçbirşeyi beğenmedikleri gibi devamlı da mutsuzdurlar. pek teşekkür etmezler, kıskançlık krizlerini de severler. kocasının ve sevgilisinin hayatlarını karartırlar. erkekler bu kadınları asla terk edemezler. çünkü o güçsüz, kırılgan bir kadındır. ayrılırsa kurda kuzuya yem olur. koruyup kollanmalıdır her an o!zayıf kadınlar hiç çökmez, buruşmaz ve yıpranmazlar. ancak işin ilginç yanı her zaman daha değerli olanlar da onlardır. ve geride kalan güçlü kadınlar tüm bunların nasıl gerçekleşebildiğine sadece bakakalırlar..." - güçlü kadın yalnız kadındır!+ niye böyle düşünüyorsun ki..- erkeklere ihtiacımız yok!+ ama sen çok hoşsun..- yaa ^_^ insanların kafasında nasıl bir kadın imajı varsa, faturasını yatırabilen, alışverişini yapabilen kadın "güçlü" oluvermiş. bu kendi kendine yaşamayı becerebilen bu insan formunun karşısına da öyle ezik öyle garip bir şey koymuşlar ki yetişkin demeye bin şahit lazım. sonrasında da kimin övüldüğü kimin dövüldüğü belli olmayan başka bir kısım geliyor bu güçlü kadın hikayesinde, "güçlü kadın yalnız kadındır, zayıf kadın da pamuklara sarılır". bu feminist söylem falan olamaz, bu bayağı bayağı bir erkek dayatması olabilir, aba altından sopa gösteren türünden, bak güçlü olmaya çalışırsan sonun yalnızlık ki bu da ölümcül bir durumdur, zinhar kimsenin başına gelmeye ama zayıf olursan hem çok değerli olursun hem de her zaman yanında yörende başını dayayacak bir omuz bulursun! güçlü kadın ayaklarının üzerinde durmayı bilen, onun bunun gazına gelmeyen, kendisini başkalarının yaşam tarzına adopte etmeyen, doğruyu araştıran ve düşünen, yalnız olduğunda da güçlü durabilen kadındır. yalnız olmak ile yalnız kalmak arasında fark vardır. döver diye kimse yakınlaşamamaktadır belki de talihsiz kadına. yalnız kadının avuntusudur..yalnız olduğu için güçsüz zamanlarına tanık kırılmasın ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
1 Yalnız kalmak istiyorum... memleketimize uzakta çalıştığım için ailem yanıma ben yalnız kalmak yorgun oluyorum bide her akşam konu komşu onlarada yüzümden buraların kahrını fenalık geldi yalnız kalsam sessiz sedasız bi kafa dinlesem oooooffffe015 2 ama bu günleride özlersin canım kıymetini bil seni sevmeseler gelmezler yalnızlıkta bir yere kadar 3 yalnız kalınca insan alışıyo yalnızlığa kalabalığı çekemiyo dimi seni anlıyorum ama kalıcı geldilerse ona da kendini alıştırmalısın güzel taraflarını düşün. sen işten gelince yemek hazır oluyo temizlk yapılmış oluyo falann...tabi öyleyse 4 evet canım biliyorum beni seviyolarki ailen yanında olunca ben rahat ediyorum hazır olması temizlik vs ama bi yere aktifler akşam ya biz bi yerdeyis yada bisde birileri var..yanlış anlarlar diye söleyemiyorumda. 5 insan yanlızlıga alışır bende ögrenciyim ailemden uzagım şuan burnumda tütüyorlar yaa bncde kıymet bill kibb canımm 6 Bence bundan rahatsizlik degil, mutluluk duyman lazim... Ama demekki herkes icin ailenin yeri farkli... Allah bir an önce rahat etmeni saglar insallah... 7 ailen gitse de yalnız kalmıyorsun olmasaydı görürdüm seni ama konu komşu olayı fena. * MuCiZé * Forum Okuru 8 Bence bundan rahatsizlik degil, mutluluk duyman lazim... Ama demekki herkes icin ailenin yeri farkli... Allah bir an önce rahat etmeni saglar insallah... tamamen katılıyorum,yanlış anlamayın ama siz biraz bulup da bunayanlardansınız bana kalırsa,eşinize güveniyorsunuz ve sanırım onunla olmak ailenizden daha cazip geliyor ama eşiniz olmasaydı ailenizi çooook arardınız. 9 bence biraz sabret ailen senin sonra yine yalnızlık nasıl olsa 10 ben ailem yanımda diye rahatsızlık duymuyorum .yukarıdada belirttiğim gibi benim yüzümden buralarda sıkıntı bi dağ köyü gibi felaket kar biz kadar zorlanıyolarki bu bundan rahatsızlık şımarık kaprisli bi kızı oynamıyorum burda. Eşimle olmak ailemle olmaktan daha cazip diye bi düşüncemde ne kadar istesemde tayinim onun yanına çıkmadığı sürece zaten bi araya ailem giitsin eşim gelsin diyecek bi lüksüm yok. bunun yanında onlar her gün ise yorucu bi işim her gece ya misafir yada misafirlik...yinede yalnız kalır canları sıkılır diye demiyorum sorun şu gelen giden sorununu yaşayan arkadaşlar tek şey sabretmek. herkese yinede teşekkür ederim düşüncesi için.
suratı beş karış kızına sorunun ne olduğunu soran annenin genellikle aldığı açıklayıcı olmamakla birlikte sorunun büyüklüğüne delalettir. insanların kafa dinlemesine, sessiz ortamlarına, içsel dinginliğine tecavüz edildiği anlarda kullanacağı sitemkar*belirteç. kişinin toplumsal rol hurdalığına dönüşmüş yığınlar arasında sıkışıp kaldığında, bi siktirip gidin hissiyatını kamu ahlakına uygun olarak ifade ettiği cümledir. perde kapandıktan sonra, alkış sesleri sonrasında ilk boşlukta yankılanan; iç ses. bazı kişilerin bazı haltları yiyebilmek adına uydurduğu yalan istek cümlesi insanın kendini gerçekten kötü hissettiğinde kimseyi görmek, duymak, dinlemek istemediğinde kurduğu, tabi bazen "dikkat çekmek istiyorum sırf ben bunu dedim diye konuşmak için ısrar edin" anlamına gelebilen cümle bezmiş insan aparatı. * eğer bu istek bir arkadaştan, bir süre yalnız kalmak istiyorum, şeklinde geliyorsa insanı üzer.. ne yapacağını bilemezsin. onun yanında olmak istersin, ama kendi söylemiştir işte şu anda ihtiyacı olan yalnızlıktır.. ama yine de içine sinmez. biliyorsundur kendini kötü hissettiğini, moral vermek istersin, veremiyorsan da sadece orada olmak, onunla paylaşmak istersin. ta ki bu istek gelene kadar.. geldiğinde elin kolun bağlanır işte. çünkü anlayışlı olmak ve onun isteğine saygı duymak da senin görevindir.. kabul edersin, içinden umarım bu süre uzun sürmez diyerek.. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
yalnız kalmak istiyorum diyen kadın